Connect with us

Güncel

Sabah hafızasını kaybetti!

Published

on

“Zeytinin çekirdeğini yutalım mı yutmayalım mı?” sorusu bir kaç yıl önce Türkiye'de çok tartışıldı. Zeytin'den çok çekirdeğinin faydalı olduğu ileri sürüldü. Ancak tartışma büyüyünce bilim insanları devreye girdi ve, “Sakın zeytin çekirdeğini yutmayın. Faydasından çok zararını görebilirsiniz” dedi.
2013'te bu tartışmalar alevlenirken Sabah gazetesi, 05.05.2013 tarihli  “Zeytinin çekirdeğini yutmayın” başlığı ile aşağıdaki haberi yayınladığını unuttu ve bugün tam aksini iddia etti…
2013'DE “SAKIN YUTMAYIN” DEDİ
“Halk arasında faydalı olarak bilinen zeytin çekirdeğinin yutulması uzmanlarca tavsiye edilmiyor.

Balıkesir'in Edremit ilçesinde faaliyet gösteren 'Kale Natürel' isimli araştırmalar yapan şirket, sofralık hazır zeytin çekirdeğinin yutulmasının insan sağlığına fayda sağlamadığını açıkladı. Zeytin çekirdeği kabuğunu ve kabuğun içindeki özü gelişmiş teknoloji ile inceleyen şirket, salamura edilmiş hazır zeytin çekirdeğinin kabuğunda ve kabuğun içinde faydalı bileşen kalmadığını tespit etti. Yapılan araştırmada, salamura edilmemiş, dalından kopmuş hali ile etinden ayrılan zeytin çekirdeğinin faydalı olduğunu belirledi.

Kale Natürel Şirketi ortağı ve araştırmacı Faruk Durukan, yutulan zeytin çekirdeğinin sindirim sistemini zorladığını söyleyerek, çiğ zeytinin çekirdeğinin kırılarak tüketilmesinde fayda olduğuna dikkat çekti. Ülkedeki çok sayıda üniversite ile Zeytin üzerinde onlarca bilimsel araştırmaya imza atan Durukan, “Zeytin çekirdeğinin dış kabuğunun içeriğinin selüloz ağırlıklı olduğu, sindirim sistemini zorladığı, işleme sırasında vücuda yararlı bir şey kalmadığını tespit ettik. Yaptığımız araştırmalarda, çekirdek içindeki zeytin ağacının embriyosu içindeki etken maddelerin HPLC analiz sonuçlarına göre, salamura işlemiyle fermente olduğu ve yapısının değiştiğini, iyileştirme etkisini kaybettiği tespit edilmiştir. Çiğ zeytin meyvesinden çekirdeği ayırıp, kırıp ve içi yenildiğinde etken maddelerin (Nüzhenid, tirasol ve hidroksitrasol) aktivitesini koruduğu HPLC analizlerimizde gözlenmiştir. Araştırma sonuçlarımızda, bu maddeler zeytin yaprağından daha yoğun olarak çekirdekte mevcut olduğundan sağlık açısından yenmesi uygun bulunmaktadır. Doğal malzemeleri, bedenimizin metabolizmasına uyumlu hale geldikten sonra tüketmeliyiz. Halk arasında yayılan sağlık ile ilgili bilgileri sağlıkçılar ve araştırmacılardan duymadan vücutlarında denemeyiniz” dedi.

Dünyanın en büyük bitki özü reaktörü ve Türkiye'nin en büyük bitki özü üretim tesislerinin geliştiricisi Faruk Durukan, dünyanın 3 bin yıldır çözüm bulamadığı zeytin karasuyunu faydalı hale getirmeyi başarmış, zeytin yaprağı çayını bulmuş, zeytin çekirdeğinden dünyanın en kaliteli aktif karbonunu üretmişti. Durukan, zeytin özünden ilaç ham maddeleri elde edip, İsviçre gibi ilaç sanayinde dünya devi ülkelere ihraç ediyor. Faruk Durukan 2011 yılında zeytin üzerine yaptığı bir bilimsel çalışması ile bilim dalında Nobel Ödülü'nü aday gösterilerek Türkiye'nin gururu olmuştu.”

SABAH'IN BUGÜNKÜ HABERİ: ZEYTİNİN ÇEKİRDEĞİNİ YUTUN

Sabah gazetesi yaklaşık 2 yıl sonra bu haberini unutarak bugün (26 Ekim 2015) şu haberi yayınladı:


“Zeytin çekirdeğinin yutulması günümüz insanları arasında yeni duyulan bir şey olmasına rağmen eskilerin birçoğunun yaptığı bir uygulamadır.
Yani olumlu etki ve tesirleri senelerdir hatta asırlardır bilinmektedir.
Zeytin çekirdeğini senelerdir yuttuğunu bildiğimiz insanlarda kanser hadisesine nadiren rastlanılmıştır. 

Son günlerde gelen yoğun telefon trafiğinden dahi birkaç gündür zeytin çekirdeklerini yutmaya başlayıp ta yukarıdaki benzeri rahatlamaları hissettiklerini söyleyen onlarca insan vardır
Tavsiyemiz bizzat kendinizin denemesidir. Günde yediğiniz 5–6 tane zeytin çekirdeğini yutun ve kararı kendiniz verin. 
Ne biz nede bir başkası değil bizatihi kendi vücudunuz buna karar versin.
Faydasını görürseniz lütfen çevrenizdekilerle de, evinizdeki küçük çocuklarda dâhil olmak üzere, bu uygulamayı yapın. 

Zeytinyağı asırlardır en iyi, en mükemmel yağ olarak bilinen gıda maddesidir. 
Hatta reklâmlar da bile mucize olarak lanse edilir.
Yemeklik zeytinyağı normal şartlar altında muhafaza edilirse bozulmadan yenilebilecek evsafta asırlarca kalabilen yegâne yağdır.
Nitekim arkeolojik kazılarda 3 bin, 5 bin yıl önce olduğu tahmin edilen mezarların yanında bozulmamış evsafta zeytinyağı da bulunabilmektedir.  

Zeytinyağında 10 derecelerde donmayı temin eden de bu maddelerdir. 
Yani evinize satın alacağınız zeytinyağının buzdolabında donabilen olmasına dikkat ediniz.
Zeytinyağından sabun yaparsanız yağlı ciltlerde yağ dengesini, kuru ciltlerde ise yağlandırma özelliği temin eden bir hususiyet olduğunu tespit edersiniz.
Yağ içerisinde antioksidan (bozulmadan kalabilme), sabun içerisinde re-oily (geri yağlandırıcı) olarak tabir ettiğimiz özellikleri sağlayan bu madde veya maddelerin ne olduğu bugün dahi bilinememektedir.”

Click to comment

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir