Güncel
Kılıçdaroğlu’nu TSK mı ikna etti?
Cumhuriyet'ten Selin Ongun'un sorularını yanıtlayan HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, CHP kulislerini karıştıracak bomba bir iddiada bulundu ve dokunulmazlıkların kaldırılmasına ilişkin anayasa değişikliğinin oylanmasından önce CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun Genelkurmay'dan brifing aldığını iddia etti.
Demirtaş'la Diyarbakır'da görüşen Selin Ongun'un röportajından bu iddialara ilişkin bölüm şöyle:
– Tekrar soracağız, siyaset konuşmak demek. Bu denli kritik bir süreçteyken “Oturalım, Kılıçdaroğlu ile yüz yüze konuşalım” fikrinin muhakemesini hiç yaptınız mı?
Şunu çok net söyleyeyim. Dokunulmazlıklarla ilgili Sayın Kılıçdaroğlu'nun Genelkurmay'dan dolaylı olarak brifing aldığını duydum. Bu bir dedikodu da olabilir, bilemiyorum. Fakat bunu gerçekten güçlü kaynaklardan duydum. Bunun üzerine de gitmedim. Anladım ki, Kılıçdaroğlu'nun ordudan aldığı brifing veya rica, bilemem, “HDP'lilerin dokunulmazlığına evet demelisiniz” isteği karargahtan geldikten sonra benim görüşmemin hiçbir anlamı kalmamıştı. Biz görüşüp neyi anlatacaktık? Çünkü kendisi ondan sonra televizyonda “evet oyu vereceğini” açıkladı. Dolayısıyla bir şeyi değişterebileceğimizi düşünmüyordum. Böyle bir durumda Kılıçdaroğlu bize mi kıymet verecek, orduya mı? Evet, orduya kıymet verecekti. Çok netti. Dolayısıyla uğraşmanın hiçbir anlamı yoktu. Üzücü, çok üzücü gerçekten. Kendisinin çok büyük hata yaptığını düşünüyorum. Çünkü kendi parti yönetimi hayır kararı almıştı. CHP'nin parti meclisi ve merkez yürütme kurulu hatta meclis grubunun ağırlığı hayır kararı almıştı. Bu oylamaya hayır verilecekti ama bir genel başkan kendi partisinin yönetiminin aldığı kararı bile tanımayacak şekilde ordudan gelen isteği yerine getiriyorsa bizim artık konuşacak bir şeyimiz kalmamamıştır.
– Bu söylenti ya da duyum, Kılıçdaroğlu'nun televizyondaki “evet diyeceğiz” açıklamasından önce mi size ulaşmıştı?
Evet, hatta eski asker kökenli bir CHP milletvekili aracılığıyla iletildiği, söylendi. Kendisi karargaha çağrılmış, kendisine brifing verilmiş ve Kılıçdaroğlu'na iletmesi istenmiş. Bunu duyduk biz. Ve hemen aynı gün ya da bir gün sonra, tam hatırlamıyorum, Kılıçdaroğlu'ndan hemen “evet” açıklaması geldi. Ve bu beni doğrusu şaşırtmadı.
– İki nokta üst üste; şimdi sizce tutuklama olacak mı?
Böyle bir çılgınlık yapabilirler. Ancak bu Anayasa Mahkemesi'nin kararlarına aykırı olur. Şu anda hiçbir milletvekilimizin ağır cezalık suçüstü hali yok. Fakat anayasayı askıya almış, fiili olarak sistem değişikliğine gittiğini ilan eden, açıkça suç işleyen bir Cumhurbaşkanı var. Ortada yargı. Mahkeme yok. Böyle bir durumda tutuklanma ihtimali zayıf değil tabii.
– Tutuklama için nasıl bir süreç işleyecek?
Tebligat yapılarak ifadeye çağrılmamız lazım. İfadeye gidilmiyorsa zorla getirme kararı çıkarılabilir. Zorla getirme kararını uygulayamıyorsa ya da ifadesini aldıktan sonra hakim yeni şartların oluştuğunu düşünüyorsa bu kez tutuklama kararı çıkabilir. Ama milletvekilinin kendisi zaten Anayasa Mahkemesi'nin kararına göre tutuklanamaz. Dolayısıyla hiçbir hakim, milletvekilini bu durumda ifade vermeye zorlayamaz. Zorla alıkoyamaz. Aslında değişiklik kadüktür, pratikte işleyemez. İfade alınamadıkça da yargılama başlayamaz. Bu bir çeşit uygulanamaz yasadır, bu değişikliği uygulayamazlar. Zannediyorum diğer partilerdeki vekiller ifade verme taraftarılar ama hiçbir HDP'li vekil gidip ifade vermeyecek. Tek birimiz gidip ifade vermeyeceğiz, yargılamaları başlatmayacağız.
– Sırrı Süreyya Önder'in “devamını mahkemelerde anlatacağız” açıklamasını nereye koymalı?
Biz savunma yapmayacağız, demedik. Savcıda, poliste, kollukta, ifade vermeyeceğiz. Hakkımızda dava açar ve “sizi yargılamaya başladık” derler ise mahkeme salonlarında savunmalarımızı yaparız.
Cumhuriyet