Connect with us

SİYASET

Bahçeli’den Kılıçdaroğlu’na “hapishane” iması!

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli partisinin TBMM’deki grup toplantısında açıklamalarda bulundu. Selahattin Demirtaş ve Osman Kavala’yı desteklediği gerekçesiyle CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’na sert sözlerle ylüklenen Bahçeli, CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu’na “Hapishane” imasında bulundou. Bahçeli, “Sayın Kılıçdaroğlu, anlaşılan aklın başından gitmiş, çok istekliysen, terörist Demirtaş’ın hasretini ziyadesiyle çekiyorsan, Kavala olmadan yaşayamam diyorsan, biraz daha devam et, sonunda kanun yoluyla onların koğuşundaki boş bir ranzaya sen de kapağı atarsın, nihayet çulunu serer, duvara da halını asarsın” dedi.

Published

on

İşte Bahçeli’nin açıklamalarından öne çıkanlar…

Büyük hünkarımız Fatih tarihin akış yatağını değişim kulvarına sokmuş, yenilmez iradesiyle İstanbul’u fethin güzelliğine kavuşturmuştur. Geçtiğimiz pazar günü Atatürk Havalimanı Millet Bahçesi fidan dikim törenini gerçekleştirdik. Millet Bahçesi fethimizin tamamlayıcısı bir halkası, kuşkusuz göz kamaştıracaktır. Bu projeden dolayı tahammülsüz gösteren alayı birden çölleşmiş siyasetlerinin kurbanı olacaklardır. Bunların meselesi ne ağaç, ne doğa ne de çevre güzelliğidir. Böylesine bir gündemleri asla yoktur. Gayeleri sorun çıkarmak, Türkiye’nin önüne taş koymaktır. Kimin sorumlu, kimin suçlu, kimin İstanbul’un bahtını kapağı da açıktır. Yeni bir gezi kalkışması çıkarmaya kimsenin gücü yetmez. Bizden söylemesi, uyarmadı demesinler. Su testisinin su yolunda kırılacağını bir an olsun güdük akıllarından çıkarmasınlar. Tekraren diyorum ki İstanbul’un Fethi’nin 569’uncu yıl dönümü mübarek olsun.

“TÜRKİYE BÖLÜCÜLÜĞÜN KÖKÜNÜ KURUTMAYA, TERÖRÜN KAFASINI KOPARMAYA KARARLIDIR”

Son günlerde arka arkaya şehit haberleri alıyoruz. Bölücü terör örgütleriyle girdikleri çatışmada şehit düşen kahramanlarımıza Allah’tan rahmetler diliyorum. Sahaya yansıyan mücadele arzusu da aynı oranda artış kaydetmektedir. Hiçbir terör örgütü Türkiye’nin karşısında duramayacaktır. Türkiye bölücülüğün kökünü kurutmaya, terörün kafasını koparmaya kararlıdır. Terörün dini, milliyeti, ülkesi, yöresi, geçerli bahanesi yoktur. Terörü aklamaya, arındırmaya niyetlenen ülkeler zulmün ortağı, ihanetin ortağıdır. Özgürlükte terör iki karşı kutuptur. Demokrasi, terörün sığınağı, temin zemini olamayacaktır. İnsan haklarıyla terörü aynı görenler işlenmiş cinayetlere iştirak etmiş ahlaksızlardır.

Basiretli olmak demek gösterilenin ötesini görmek demektir. Türk milleti engin bir basirete sahiptir bu nedenle dostane maskeye bürünmüş düşmanlıkları tespit edecek karakterdedir. Gülücükler saçarak, bize el uzatan aynı anda kolumuzu kesmek için fırsat kollayan terör baronlarına tavizimiz dün olduğu gibi yoktur, olmayacaktır. Biz konuştuk mu mertçe konuşuruz. Buna karşılık namertleri biliriz, nankörleri görürüz.

Terörle mücadelemiz aynı zamanda zalimlerle, Türkiye düşmanı mihraklarla mücadeledir. Teröristlere elindeki silahı verenler de teröristtir. Türkiye’nin İsveç ve Finlandiya’nın NATO üyeliğine itirazı boşa değildir. Bu ülkeler samimi değildir. İsveç yönetimi kendi başkentinde bölücü teröristlerin gösterilerine hala sessizdir. Geçen hafta Türkiye’de müzakere masasına oturan İsveç heyeti aynı gün terörist Salih Müslim’i devlet televizyonuna çıkaracak kadar art niyetlidir. İsveç ve Finlandiya terörle arasına mesafe koymadan NATO’ya nasıl girecektir? Olacak iş midir bu? İki ülkenin NATO’ya girmesi hangi mantığa, hangi ahlaka sığabilecektir. Bize göre İsveç ve Finlandiya kırmızı kart cezalısıdır. PKK’ya tavır alıp da YPG’yi kollamak ayrı kategoride değerlendirmek yaman bir çelişkidir. PKK neyse YPG odur. Her gün şehit veren, her gün şehit tabutlarını omuzlayan biziz. Sınır ötesi askeri operasyonlarımıza itiraz eden malum ülkelerle nasıl ortaklık kuracağız? ABD’nin tahrikleri, terör örgütüne kesintisiz destek sağlaması, ikazen ifade ediyorum ki isyan sınırlarına dayanmıştır.

“YUNANİSTAN ATEŞLE OYNAMAKTADIR”

Akdeniz ve Ege’de gerilimi tırmandıran Yunanistan ateşle oynamaktadır. ABD’nin Yunanistan’da kurduğu 9 askeri üs milli kimliğimize tehdittir. Miçotakis yönetimi denize dökülen vandal dedelerinden ders almamıştır. Bu gafil zihniyetin anlaşılan odur ki denizin dibini canı tekrar çekmektedir. Yunanistan, NATO üyesidir. Bu statü ise düşmanca tavır ve tutumunu örtbas etmekten uzaktır. Bizim böylesi tehditlere boyun eğecek ne devletimiz ne de milletimiz vardır. Yunanistan’ın F-15 ve F-16 uçaklarıyla ilgili talebi barışa değil kutuplaşmaya, sonucu silaha açılacak bir sürece davetiyedir. 12 Ada konusu henüz kapanmamış bir yaradır. 12 ada Türkiye’den haksızca gasp edilmiştir. Bugünkü şartlarda Türkiye’ye 12 ada üzerinden silah gösterilmektedir. Karşımızdaki bu soruna stratejik de baksak iyi komşuluk hukuku tarafından da baksak sonuç değişmeyecektir. Çalınmış mal sahibine mutlaka iade edilmelidir. Ya seve seve ya da zorlaya zorlaya adalet yerini bulacaktır.

Yunan hükümeti her anlamda kırılgan ve kaypaktır. Sırtını da 100 yıl önce olduğu için yine güç merkezlerine dayamıştır. Yunanistan dayatmalarla genişliği 12 mile çıkarma amacı kan dökmeden asla mümkün değildir. Türk milleti Yunanistan’a müsamaha göstermeyecektir. Türkiye, dostluğuna güven duyulan, özü-sözü dosdoğru bir ülkedir. Zalime hoşgörü, mazluma ihanettir. Domuz derisinden post olmaz, eski düşmandan da dost olmaz. Söylesek söz olur, söylemesek dert olur: Su uyur, düşman uyumaz.

SURİYE’NİN KUZEYİNE OLASI OPERASYON

Şehitler versek de Türkiye terörle mücadelede altın bir dönemi yaşamaktadır. Biz bu melanetin üstesinden geleceğiz, terörün belini kıracağız. Son aylarda ülkemize atılan roketler, bu silahların hepsi sözde müttefiklerimizce teröristlere verilmiştir. Sınır hattındaki yerleşim alanlarına isabet etmiştir. Terör eylemlerinde bir artış gözlenmektedir. Yeni bir sınır ötesi harekat mecburiyet haline gelmiştir. Türkiye 17 Ekim 2019’da ABD ile Ankara Mutabakatı, Rusya ile Soçi Mutabakatı imzalamıştır. Bahse konu mutabakat muhtıralarına kimin uymadığı ortadadır. Teröristler yuvalandıkları meskun mahallelerden ne çekilmiş ne de çekilmeye teşebbüs etmişlerdir. Mutabakatların Türkiye haricindeki taraf ülkeleri taahhütlerini çiğnemiştir.

Türkiye’nin Suriye veya Irak’ın toprağında gözü yoktur. MHP muhtemel askeri harekatı bütün varlığıyla desteklemektedir. Bir terör devleti kurmak için mekik dokuyan zehirli yılanların başının koparılması hakkımızdır. Teröristler neredeyse bulunup cezalandırılmalı, yedikleri içtikleri boğazlarına dizilmelidir. Kimseden izin ve icazet alacak halimiz de yoktur. Kendi işimizi kendimiz görecek kudretteyiz. Kahraman güvenlik güçlerimize Allah yardım etsin diyorum. Vur mehmedim, vur ki bahtın uyansın. Vur mehmedim, Hak için, Allah için, millet için, mazlumlardan yükselen o ah için vur. Sen bayraksın, sen vatansın. Vur mehmedim vur ki dünya utansın.

Zillet ittifakı direnişini, gayri milli tutumunu ısrarla sürdürmektedir. Yalan derseniz bunlardadır. Ne esef verici bir durumdur ki ülkesine sırt dönmüş, iki yüzlü bir muhalefet anlayışı karşımızdadır. Kılıçdaroğlu eğer çete arıyorsa Türk iş adamlarına değil hainlere bakmalı ve haddini bilmelidir. CHP Genel Başkanı’nın Van’da yaptığı vahim konuşması skandal olmasının yanı sıra teröre uzatılmış zeytin dalıdır. Partisinin Van’da düzenlenen çalıştayında demişti ki ‘Demirtaş’ın Kavala’nın serbest kalmasını istiyorsanız bize katılacaksınız’ Duvara konuşsak dile gelirdi, sanırsınız yüzü kösele derisi bana mısın demiyor. Sen inkar etsen de Selahattin Demirtaş teröristtir, haindir, bölücüdür, Türkiye düşmanıdır. Osman Kavala Sorosçudur. Bu vaadini nasıl gerçekleştireceksin? Darbe mi yapacaksın, PKK ile birlikte devleti mi ele geçireceksin? Hani sürekli hak, hukuk, adalet diyordun. Hani Kandil’i yakıp yıkacağını söylüyordun. Biz hangi Kılıçdaroğlu’na inanalım?

“KILIÇDAROĞLU SENDEN CUMHURBAŞKANI OLMAZ”

Muhterem Arkadaşlarım,
Türkiye pek çok cephede kararlı, dirayetli, atak, çevik ve dengeli bir duruş sergilemektedir.
Bize düşen bu duruşu desteklemek, yanında yer almak, başarıya ulaşması için sorumluluk üstlenmektir.
Ancak zillet ittifakı abeste direnişini, gayri milli, gayri ahlaki ve gayri meşru tutumunu ısrarla sürdürmektedir.
Yalan derseniz bunlardadır, yıkım derseniz bunların ortak amacıdır.

Ne esef verici bir durumdur ki, ülkesine sırt dönmüş, milletine yüz çevirmiş, milli meselelerle ihtilafa düşmüş ikiyüzlü bir muhalefet anlayışı karşımızdadır.

Zillet ittifakına hakim olan siyasi akıl rehinli ve hacizlidir.

Bu ittifak köhneliğinin iradesi tutsak, irtibatları ve ilişki ağları sancılı ve karanlıktır.

Şu tenakuza bakınız ki, Türkiye’nin gelişmesi, büyümesi, yatırım ve katma değer üretiminin artışı hususunda çok önemli destekleri bulunan işadamlarımıza beşli çete iftirası atan Kılıdaroğlu, Kandil Dağı’nı ve sınırlarımızın hemen dibini mesken tutan terör çetesini ve çete başlarını ağzına almaktan sürekli kaçmaktadır.

Kılıçdaroğlu eğer çete arıyorsa, sakladığı ve yüzünü kızartacak herhangi bir kirli bağlantısı da bulunmuyorsa Türk işadamlarına değil hainlere bakmalı ve haddini bilmelidir.

Türkiye terörle mücadelesini inanmışlıkla ve milletimizin hayır duasıyla icra ederken, CHP Genel Başkanı’nın Van’da yaptığı vahim konuşması skandal olmasının yanında teröre ve terörizme uzatılmış zeytin dalıdır.

Kılıçdaroğlu terör örgütünün safına girmiş, bölücülüğün fanatik savunucusu haline gelmiş ve siyasi amigoluğuna soyunmuştur.

Partisinin Van’da düzenlenen “Belediye Başkanları Çalıştayı”nda demiş ki:

“Selahattin Demirtaş’ın, Osman Kavala’nın serbest bırakılmasını istiyorsanız bize katılacaksınız.”
Biz söylemekten yorulduk, Kılıçdaroğlu duymaktan yorulmadı.

Duvara konuşsak dile gelirdi, suya yazı yazsak hedefine ulaşırdı, sanırsınız yüzü kösele derisi, bana mısın demiyor.
Sayın Kılıçdaroğlu, sana söyleye söyleye şu gerçeği kafana sokacağım, bundan da asla vazgeçmeyeceğim; sen inkar etsen de, Selahattin Demirtaş teröristtir, haindir, bölücüdür, Türkiye düşmanıdır.

Osman Kavala Soros’çudur, casustur, şaibelidir, suçludur.

Bir teröristi, her taşın altından çıkan Soros’çu bir taşeronu nasıl serbest bırakacaksın? Bunu nasıl yapacaksın? Bu vaadini nasıl gerçekleştireceksin?

Söyle de öğrenelim. Açıkla da bilelim. Paylaş da duyalım.

Sırrın nedir? Üzerinde çalıştığın zehirli formülün muhtevası nelerden ibarettir?

Darbe mi yapacaksın? PKK’yla birlikte devleti ele mi geçireceksin? Hukukun üstünlüğünü, mahkeme kararlarını nasıl yok sayacaksın? Hele bir de de biz de işitmiş olalım.

Hani sürekli hak, hukuk, adalet diyordun?

Hani Kandil’i yakıp yıkacağını söylüyordun? Palavradan da olsa meydan okuyordun?

Biz hangi Kılıçdaroğlu’na inanalım?

Biz hangi Kılıçdaroğlu’na itibar edelim?

Kuvayı Milliyeyiz diyen Kılıçdaroğlu’nu mu dikkate alalım, yoksa teröristlerin avukatı, bölücülerin dert ortağı, emperyalizmin kurşun askeri Kılıçdaroğlu’na mı bakalım?

KILIÇDAROĞLU’NA “HAPİSHANE” İMASI

Sayın Kılıçdaroğlu, teröristi masum gösteren, teröriste kol kanat geren bir kalpsizin aynı zamanda terörist olacağını, terörün himayesine gireceğini görmüyor musun? Bilmiyor musun? Bundan dolayı hiç mi vicdan sızısı çekmiyorsun?
Siyasi rant kaygısı, ikbal korkusu seni ne durumlara düşürdü? Tanınmaz haldesin, zihniyetin ve siyasetin yara bere içindedir, ihanet ve melanetin tam göbeğindesin, ey Kılıçdaroğlu hala farkında değil misin?

CHP’yi götürüp Kandil mağaralarının kapısına çürümüş ceset gibi bırakmaya, teröristlere zırh haline getirmeye hiç mi utanmıyorsun?

Sayın Kılıçdaroğlu, anlaşılan aklın başından gitmiş, çok istekliysen, terörist Demirtaş’ın hasretini ziyadesiyle çekiyorsan, Kavala olmadan yaşayamam diyorsan, biraz daha devam et, sonunda kanun yoluyla onların koğuşundaki boş bir ranzaya sen de kapağı atarsın, nihayet çulunu serer, duvara da halını asarsın.

CHP yönetimi kökünden kopmuş, tarihsel kimliğinden bütünüyle ayrılmıştır.

Artık HDP’nın, PKK’nın, FETÖ’nün boşalttığı her alanda kademeye giren, terörizmin hedeflerini sırtlayıp taşıma rezaletinin başını çeken kervan başı CHP yönetimidir.

Sorarım sizlere, bu tablo zillet değil midir? Hıyanet değil midir?

Zillete ve hıyanete refakat eden bir CHP yönetiminin Türkiye’nin geleceğinde söz ve pay sahibi olması mümkün müdür?

Hiçbir milli konuda Türkiye’nin yanında değiller.

İsveç ve Finlandiya’nın NATO üyeliğine şerh düşen ülkemizi taktik hata içinde gören, yüzsüzce eleştiren, bu ülkelerin üyeliğini desteklediklerini açıklayan bugünkü CHP yönetiminin iki dünyada da yatacak yeri, sığınacak limanı yoktur.
HDP’nin bir eşbaşkanı, 28 Mayıs 2022 tarihinde, bebek katilinin demokrasi ve barış öznesi olduğunu açıklaması, sanıyorum en çok Kılıçdaroğlu’nu mesut ve memnun etmiştir.

Kılıçdaroğlu diyor ki, “biz savaş meydanlarında kurulmuş bir partiyiz.”

Sayın Kılıçdaroğlu, o parti bu parti değildir, yani bugünkü Cumhuriyet Halk Partisi’yle Atatürk’ün partisi arasında en küçük benzerlik kalmamıştır.

Geldiğimiz bu aşamada CHP ile HDP birbirine iltihak etmiştir.

Aralarındaki sınır çizgisi silinmiş, CHP’nin ön kapısından giren HDP’nin arka kapısından çıkacak hale gelmiştir.
CHP; HDP ile PKK’nın bonusudur, borusudur, boynudur, ihanet boğazıdır.

Kılıçdaroğlu’nun terörist Demirtaş hayranlığı, korkarım kendisini bu gidişle Kandil’e kadar taşıyacak, terör örgütünün devşirdiği bir siyasetçi olarak adı tarihe kara bir leke gibi geçecektir.

Sayın Kılıçdaroğlu, fazla zorlama, yoksa kayış koparacaksın, senden Cumhurbaşkanı olmaz, aziz milletimiz buna asla müsaade etmez, edemez, etmeyecektir.