Connect with us

Güncel

Bir usta daha gitti

Published

on

1 milyondan fazla satan ‘Şu Çılgın Türkler’ kitabı başta olmak üzere, Çanakkale’den Cumhuriyet yıllarına uzanan çalışmalarıyla Türk milletinin gönlünde taht kuran tiyatro ve edebiyat dünyasının duayen ismi Turgut Özakman 83 yaşında hayata veda etti. Özakman, pazartesi günü Kocatepe Camisi’nde öğle vakti kılınacak cenaze namazının ardından Karşıyaka Mezarlığı’nda toprağa verilecek.

Şu Çılgın Türkler kitabının yazarı tiyatro ve edebiyat dünyasının duayen ismi Turgut Özakman, dün öğle saatlerinde, 83 yaşında, Ankara’da tedavi gördüğü hastanede yaşama veda etti. Özakman, 14 Eylül’de kaldırıldığı Güven Hastanesi Yoğun Bakım Ünitesi’nde 24 saat gözetim altında tutuluyordu.

16'sındayken yazmaya başladı

Hastalık dönemlerinde bile her sabah 07.00’de kalktı, akşama kadar aralıksız çalıştı. Zaman zaman çalışma süresi 12 saati geçiyordu. Küçük ve mütevazı çalışma odasında, sürekli kitap dağlarının arasında geçti son yılları. Bir sohbette şöyle demişti:

“Gece yattığım zaman benim yanımda defterim duruyor. Yeni bir şey düşününce hemen kalkıp notumu alırım.”

İlk piyesi Masum Katiller’i yazdığında henüz 16 yaşındaydı. 21 yaşına geldiğinde Pembe Evin Kaderi, Devlet Tiyatrosu’nda sahnelendi. O yaşta, tiyatro yazarı olarak üne ulaştı. Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi’ni bitirdi. Bir süre avukatlık yaptı. Ardından Köln Üniversitesi Tiyatro Bilimi Enstitüsü’nde eğitim gördü. Devlet Tiyatrosu’na dramaturg olarak girdi. Genel Müdürlüğe kadar yükseldi.

TRT Radyosu’nun kuruluşunda görev yaptı. Merkez Program Daire Başkanlığı’nı yürüttü. Radyo oyunları kaleme aldı. Gençler için Radyo Notları kitabını yazdı. Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi’ndeki tiyatro kürsüsünün kuruluşunda yer aldı. Uzun yıllar burada tiyatro dersleri verdi. 2000’li yılların ortasında ders vermeyi bırakana kadar yüzlerce öğrenciye Dramatik Yazarlık dersleri verdi. Özakman, kaleme aldığı bir çok tiyatro oyunuyla sahnelerin önemli kilometretaşlarını döşeyen isimlerin başında geldi. 1965’te yazmaya başladığı ilk romanı Korkma İnsancık Korkma 1994’te yayımladığında Türk edebiyatında büyük beğeni topladı.

Ankara’da doğmuştu ama çocukluğunun bir dönemi İstanbul Bakırköy’de geçmişti. İlk romanında İnsancık Korkma’da çocukluğunun Bakırköy’ünü anlatıyordu. Özakman ardından 2000’de Romantika’yı okurlarıyla buluşturdu.

Tek dileği kitaplarını bitirmekti

Özakman’ın geniş kitlelerle tanışması Cumhuriyet tarihindeki 3 önemli dönemi anlattığı üçlemesiyle oldu: “Şu Çılgın Türkler, Diriliş – Çanakkale 1915, Cumhuriyet.” Özakman önce Çanakkale Savaşı’nı anlatmak istedi. Ama hazırlığını yeterli görmemiş, durmuştu. Cumhuriyet tarihinde daha hazırlıklıydı. Milli Mücadele ile ilgili kitapları toplamaya 1948’de başlamıştı. Ayrıca yıllar içerisinde bu konuda televizyon dizisi, film senaryoları yazmıştı. Bu kitabın hazırlığını şöyle anlatıyordu:

“Yalnız anılarla kalmadım, Milli Mücadele ve Cumhuriyet ile ilgili kitapları da topladım. Yurt dışında yayınlanmış temel kitapları da getirtebildim.”

Kitabın yayınlandığı 2005’te kimse böyle bir başarı beklemiyordu. Kendisi bile. Ancak müthiş bir rüzgar esti, kitap satış rekorları kırdı. Kitabın yayımcısı Bilgi Yayınevi’nin matbaası neredeyse yetişemiyordu. Bu öyle bir başarıydı ki, yayınevini Ankara’nın vergi rekortmenleri arasına soktu.

2008’de Çanakkale Savaşı’nı yayımladı. Bu kitabı hazırlarken hastalığı ortaya çıktı. Uzun yıllar büyük tutkuyla bağlandığı sigarasından ayrıldı. Hayattan tek dileği, bu üçlemeyi bitirecek kadar yaşamaktı. Diriliş’in ardından Cumhuriyet’i yazmaya oturdu. Ancak hastalığı onu zorluyordu. Şu Çılgın Türkler kitabının rüzgarının ardından Anadolu’nun dört bir yanından gelen çağrıların hepsine katılmaya çalışmış, yorgun düşmüştü.

Anadolu’da gördüğü sevgi inanılır gibi değildi. Dumlupınar’da katıldığı bir törende askerler önünde selam durmuş, bir subay önünde eğilip ellerini öpmüştü. Bir Özakman okur grubu oluştu. Binlerce okuru ona fotoğraflar mektuplar yağdırdı. Cumhuriyet’i yazarken hastalığı ilerledi. Kitabı yazma sürecini şöyle anlatıyordu:

“Hastalığıma rağmen çalışmalarımdan geri kalmadım. Her gün 8 ya da 12 saat çalıştım.”

Çanakkale için 8 ay evden çıkmadı

Çanakkale'yi anlattığı kitabını yazarken bütün internet sitelerini taradı. Yüzlerce harita inceledi. Londra’dan bazı temel kitapları getirtti. Yazma sürecini şöyle anlatıyordu:

“Böyle bir hazırlıktan sonra daha evvel gitmiştim ama hem Gelibolu’ya hem Çanakkale kısmına ayrı ayrı gittim, gezdim. Dersime çalışmış olarak gittiğim için daha da iyi kavradım olayı. Geçen sene 1 Mayıs’ta eve kapandım, Ocak’ın ortasında çıktım. 8 ay evden çıkmadım. O arada seçimde bir çıktım, bir iki kere yayınevine gittim o kadar. Her sokağa çıktığımda da Ankara’yı özlemiş olarak çıkıyordum. Çok da hoşuma gidiyordu.”

Click to comment

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir