Connect with us

Editörden

Kasaplık da liyakat ister!

Published

on

[email protected]

Teşbihte hata olmaz.

Et ve Süt Kurumu Genel Müdürü Osman Uzun, kurumun et ürünlerine yapılan son yüzde 48’lik zammı kamuoyuna izah ederken kocaman bir çam devirdi.

Hatırı sayılır bir CV sahibi olan sayın genel müdürün zammın gerekçesini izah ederken üzerine vazife olmayan sözler sarfetmesi, sanırım o koltuktaki miyadını doldurmaya yetecek de artacak bile..!

20 yıllık iktidarını merhum Bülent Ecevit’in 1980 öncesi başbakanlığı dönemindeki un, yağ ve şeker kuyrukları üzerine kuran Recep Tayyip Erdoğan, 2 yıllık pandemi sürecinin ardından “tam düzlüğe çıkacağım” derken “faiz lobisinin” kur baskısı ile burun buruna geldi.

İşte böyle bir ortamda hemen her gün yeni bir anket sonucu ile oy oranı gerileyen Erdoğan, kelimenin tam anlamı ile psikolojik ablukaya alındı.

Dışarıdan gelen psikolojik abluka ile içerideki kuşatılmışlık arasında sıkışıp kalan Erdoğan, yalpalamaya başladı…

Anlaşılan o ki, üst akıl kendisini terkedeli çok olmuş!

Hatalar da bir birini kovaladı…

“Sarı öküzü kurban vermek”
ve İsrail’le tekrar el sıkışmak gibi önemli kilometre taşları, gerek parti içinde gerekse parti paralelinde rahatsızlık yarattı.

Kabinenin son mucidi ile kur depremini simülasyon laboratuvarına alan Erdoğan, bu kez hiç hesap etmediği bir savaşın ortasında buldu kendini.

Karaborsa ve stokçuluğun ayyuka çıkması karşısında zabıta baskrınlarını yandaş medyaya manşet yapmayı pansuman tedbir olarak gören Erdoğan, temel gıda maddelerinin yüzde 306’ya varan artışını önleyemedi.

Tüm dünyanın “Tarım ülkesi” diye bildiği Türkiye’nin hıyarı 35 liraya, yeşil biberi 50 liraya yemesi, Ecevit kuyruklarına rahmet okutur hale geldi.

1915 Çanakkale Köprüsü’nden 200 liralık geçiş ücretini çok bulanlara öfkelenen Erdoğan‘ın, hemen ertesi gün hayat pahalılığını itiraf etmek zorunda kalması da manidardır!

“Hayat pahalılığı vardır. Ama insanların düne göre biraz daha az miktarda alabiliyor olsa da istedikleri her ürüne erişiminin olduğu bir ülkede yaşıyoruz”
diyen Erdoğan, Marie Antoinette’i çağrıştırdı!

20 yıldır halka “3 çocuk, 5 çocuk yapın” diyen Erdoğan’ın şimdi o insanlara “azla yetinin” demesi, kendisine inanıp 3-5 çocuk yapan aileleri bile çileden çıkartıyor. Çünkü bırakın o bebeklerin beslenmesini, bebek bezine bile para yetiremez hale geldiler… Son bir kaç yıldır Erdoğan’ın nikah şahıtliği yapmadığının farkında mısınız..!

Konuyu dağıttım. Toparlayacak olursam, faiz lobisine savaş açan Erdoğan, 3-5 kabzımala yenilmiştir.

Ucuz ekmek, ucuz et kuyrukları, haber olacak kadar uzayınca aklı evvelin biri, ucuz ürünlerin pahalı satılması halinde kuyrukları sonlandıracak bir “Ali Cengiz” oyununa başvurmuştur.

Son örnek Et ve Süt Kurumu’ndan geldi. Ucuz et satan kurumun Türkiye genelindeki 18 satış mağzasının önündeki kuyruklar uzayınca Erdoğan yönetimi de rahatsız oldu. Zira bu kuyrukların siyaseten aleyhlerinde kullanılabileceği vehmine kapıldılar.

Genel Müdüre de kuyrukların son bulması amacıyla et ürünlerine zam yapılması talimatı verildi. Ne varki sayın genel müdür et ürünlerine zammın gerekçesini açıklarken ilm-i siyasete vakıf olmadığı için maliyet hesabı yerine siyasi hesabı ifşa ediverdi…

“Kuyruklar çok uzuyordu zam yapmak zorunda kaldık” dedi.

Siyasi tercümesi: Pahalı ama kuyruksuz bir hizmeti tercih ettik..!

Söze başlarken dediğimiz gibi teşbihte hata olmaz:

Merd-i kıptî şecaat arzederken sirkatin söyler vesselam…