Connect with us

Güncel

Ergenekon’cu PKK’lının romanını yazdı

Published

on

Ergenekon'dan mahkum olan gazeteci Tuncay Özkan, Silivri'deki mahkumlar arasında roman yazan ilk ve yazar olma ünvanını da kazandı. Bugüne kadar Silivri mahkumları pek çok kitap yazdı ancak aralarında roman yazan olmamıştı.

TUncay Özkan da Silivri'de yatan ve kendisi gibi Ergenekon üyesi olmakla suçlanan bir PKK'lı olan, dağda çatışmalara giren Hüseyin Yanç'ın hayat hikayesini romanlaştırdı.

Hürriyet yazarı Ayşe Arman, Tuncay Özkan'ın bugün TÜYAB Kitap Fuarı'nda imza günü olan “Ötekiler” adlı romanı hakkında röportaj yaptı. Ayşe Arman, bugünkü “Dağda Sevişmenin Cezası Ölüm” başlıklı köşe yazısında röportajın hikayesini de şöyle anlattı:

“Tuncay Özkan, çok sarsıcı bir roman yazdı: ‘Ötekiler’.
Su gibi akıyor..
Baraj patlamış gibi..

Okurken sizi de beraberinde götürüyor.
Oraya, buraya da çarpıyor.
Silivri’den çıkan ilk roman.
Gerçek bir hayat hikâyesi, Hüseyin Yanç’ın bizzat yaşadıkları.
Bugüne kadar, dağlarda yaşananlar hiç bu kadar birebir anlatılmamıştı.
Benim en çok ilgimi çekense: Dağda kadın olmak ne? Aşk ne? Cinsellik ne? Bu romanda önümüze geliyor. Devrim nikâhı ne? Nasıl kıyılıyor? Doğan çocuklara ne oluyor? Sevişenlerin cezası ne? Seviştiği için öldürülenler, sevişmek için ölenler. Kısacası kadın olmanın dağdaki hali…

Bugün TÜYAP’ta ‘Ötekiler’in imza günü var.

Tuncay Özkan Silivri’den çıkıp gelemeyeceğine göre, onun yerine bakın kimler olacak:
Yılmaz Özdil, Ümit Zileli, Can Ataklı, Hüseyin Aygün, Barış Terkoğlu, Barış Pehlivan, Rutkay Aziz, Ataol Behramoğlu, Onur Behramoğlu, Orhan Alkaya, Füsun Erbulak, Sevinç Erbulak, Çicek Diligil, Zeynep Altıok, Celal Ülgen…

Tuncay Özkan’ın kızı Nazlıcan getirdi bana kitabı.
Hazırladığım soruları, 1 No’lu cezaevine götürüp, yanıtları alan da o…
Ben Nazlıcan’ı çok seviyorum, içim titriyor.
Her gördüğümde ağlamak istiyorum, o ise henüz 20 olmasına rağmen o kadar olgun ki, beni güldürüyor.
Ve her şeye rağmen, hayatta ve ayakta kalmayı başarıyor!
Baba-kızın bir an evvel kavuşması dileğiyle…

Roman kahramanınız ‘Rızgar’la, yani Hüseyin Yanç’la nasıl tanıştınız?

– Hüseyin, Ergenekon davasıyla birleşen 18’inci davanın üç tutuklusundan biri. Dosyası Ergenekon’a eklenince “Bunlar kim? Nereden çıktılar? Gene ne birleşti!” diye dosyaları tararken, fark ettim. Tutukluydu. Evinde ele geçirdikleri her şeyi dosyaya koymuşlardı. Önce günlüklerini okudum. Duruşmalar sırasında da tanıştık. Sorular sordum. Yaşamını anlattırdım, uzun uzun dinledim. Anlattığı olayları, aynı davanın başka sanıkları da biliyordu. Onları da dinledim. İlginç olan, bu sanıklar geçmişte birbirleriyle dağda çarpışmış. Hüseyin PKK’lı, diğer sanıklar TSK’lı. Bu Ergenekon böyle bir örgüt! İki tarafın, anlatımlarını yüz yüze getirip, tekrar dinledim. Olaylar, adlar, yerler, telsiz konuşmaları, çarpışma hikâyeleri örtüştü. “Allahım aklımı koru!” dedim…

Anlatılanların, doğru olup olmadığını test etme şansınız oldu yani…

– Olmaz mı? Oldu tabii. Hüseyin’in bütün yaşadıklarını bana yazmasını da istedim. Yazdıklarını, günlükleriyle karşılaştırdım, birebir aynıydı. O dönemin gazete haberlerini getirttim. Haberlerle Hüseyin’in yazdıklarını karşılaştırdım. Hiç çelişki yoktu. Polis-jandarma kriminal ve ekspertiz raporları da anlatılanları doğruluyordu. Bölgeyi tanıyan gazeteci dostlarıma da mektup yazıp sordum. Onlar da onayladılar…
 
AYŞE ARMAN'IN YAZISININ TAMAMINI OKUMAK İÇİN TIKLAYIN

Click to comment

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir