Connect with us

DÜNYA

Obama ve Merkel’den sert uyarılar

Published

on

ABD Başkanı Barack Obama ve Almanya Başbakanı Angela Merkel, Ukrayna'da 25 Mayıs'ta yapılacak cumhurbaşkanlığı seçimlerini engelleyecek türde artan istikrarsızlık ve karmaşa olması halinde, Rusya'ya yönelik daha geniş çaplı sektörel yaptırımlar yoluna hızlı biçimde gidecekleri uyarısı yaptı.

Merkel, Washington temasları kapsamında Başkan Obama ile Beyaz Saray'da bir araya geldi. İki lider, baş başa görüşmelerinin ardından, ortak basın toplantısı düzenledi. Merkel ile görüşmelerinin büyük kısmını  Ukrayna konusunun oluşturduğunu belirten Obama, ABD, Avrupa Birliği (AB) ve G-7 ülkelerinin, Rusya’nın Ukrayna'ya yönelik eylemleri karşısında bedel ödemesi, NATO ülkelerinin güvenliği için NATO’nun 5. maddesine sarsılmaz taahhüt gösterilmesi ve Ukrayna’yı destekleme noktasında birlik içinde olduklarını kaydetti.
 
Ukrayna’da rehin tutulan Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı (AGİT) üyelerine muameleye de karşı durduklarını bildiren Obama, gözlemcilerin silahlı tehditle açıklama yapmaya zorlanmasını da “affedilemez ve rezalet” bir durum olarak niteledi. Obama, Rusya’nın gözlemcilerin serbest bırakılmasını güvence altına alma yönünde çalışması gerektiğini söyledi.
 
Obama, Ukrayna'nın doğusundaki Rusya destekli grupların barışçıl protestocular olmadığını tüm dünyanın açıkça bildiğini belirterek “Bunlar, Rusya’dan yardım alan, ağır silahlarla donanmış militanlardır. Ukrayna hükümetinin, kendi toprakları içinde kanun ve düzeni sağlama hakkı ve sorumluluğu bulunuyor. Rusya’nın da şiddeti provoke etmeyi ve silahlarını bırakmaları noktasında bu milis gruplar üzerindeki etkisini kullanması gerekli” dedi.
 
RUSYA'YA SERT UYARI: BAŞKA SEÇENEK KALMAZ!
 
Obama, Ukrayna’daki cumhurbaşkanlığı seçimlerini sekteye uğrayacak şekilde istikrarsızlığın devam ettiğini görmeleri halinde, Rusya’ya karşı daha ciddi yaptırımlar getirmekten başka seçeneklerinin kalmayacağını vurguladı.
 
“Rusya liderleri, eğer Ukrayna’yı istikrarsızlaştırmaya ve bu ay yapılacak cumhurbaşkanlığı seçimlerini engellemeye devem ederlerse, Rusya daha büyük bedeller getirecek ilave yaptırımlar dahil, ek adımlar için hızlı biçimde harekete geçeceğimizi bilmeli. Şu noktada açık olduk ki, Rus liderler izledikleri yolu değiştirmezlerse artan bedellerle ve diplomatik ve ekonomik olarak büyüyen izolasyonla yüz yüze kalacaklar” diyen Obama, Ukrayna’daki sorunun çözümünde diplomasiyi tercih ettiklerini ama bunun Rus liderlere bağlı olduğunu belirtti.
 
“Zayıf olan Rusya ekonomisinin mevcut yaptırımlarla daha da zayıfladığına” dikkati çeken Obama, bir soru üzerine, Rusya’nın Ukrayna’daki politikasını değiştirmemesi halinde, ekonomisindeki belirli sektörleri de içeren, daha geniş çaplı sektörel yaptırımlar da dahil olmak üzere uygulayacakları birçok seçenekleri olduğunu vurguladı. Obama, bu noktada Avrupa’daki ve G-7’deki partnerleriyle planlamaları artırdıklarını da bildirdi. Obama, “Amaç Rusya’yı cezalandırmak değil. Amaç daha iyi bir yolu seçmeleri için teşvik etmek ve böylece sorunu diplomatik yollardan çözmek. Bu konuda (dünya ile) birlik içinde olduğumuzu düşünüyorum” ifadesini kullandı.
 
Obama, Rusya’dan Avrupa’ya enerji akışının Soğuk Savaş döneminde bile devam ettiğine de işaret ederek “Rusya petrolünün musluğunun kapatılacağına yönelik fikirler de gerçekçi değil. Ama sadece enerji değil, silah, finans, ticaret gibi Rusya’ya önemli darbe vuracak sektörler noktasında bir dizi yaklaşımlar bulunuyor” yorumunda bulundu.
 
“YEREL PROTESTOCULAR HELİKOPTER DÜŞÜREMEZ”

 
En çok kaygı duydukları noktalardan birinin de Doğu Ukrayna’daki olaylardan bir şekilde Ukrayna hükümetinin sorumlu olduğuna yönelik Rus propagandası olduğunu belirten Obama, Ukrayna hükümetinin bu süreçte kayda değer bir itidal gösterdiğine dikkati çekti. Obama, “İyi organize olmuş, eğitimli ve helikopter düşürme kapasitesine sahip silahlı militanlar, Doğu Ukrayna’da olanların spontane bir ayaklanma olduğuna yönelik fikirlerle uyuşmamakta. Yerel protestocular, bir helikopteri düşürebilecek yerden havaya ateşleme yapan füzelere veya bu tarz silahlara sahip olamaz” değerlendirmesinde bulundu.
 
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in birkaç hafta öncesine kadar Rus askerinin Kırım’daki olaylara karıştığını inkar ederken, daha sonra bunu kabul ettiğine de işaret eden Obama, bu nedenle Putin’in yaklaşımını “dürüstlük ve kredibiliteden uzak” olarak nitelendirdi.
 
“YAPTIRIMLARIN ÜÇÜNCÜ BOYUTUNA GEÇERİZ”

 
Almanya Başbakanı Merkel de Ukrayna’daki gelişmelerin transatlantik ortaklığın önemini gösterdiğini söyledi.
 
Merkel, Ukrayna’daki cumhurbaşkanlığı seçimlerinin hayati önemde olduğuna işaret ederek seçimlerin yakın olması nedeniyle Ukrayna’daki istikrarın bu zamana kadar sağlanamaması halinde, Rusya’ya yönelik ek yaptırımların kaçınılamaz olacağını ifade etti.
 
Aslında bu tür bir uygulamaya gitmeyi istemediklerini ve soruna diplomatik çözüm için çabaladıklarını aktaran Merkel, bunun ise Rusya’nın hangi yolu izleyeceğine bağlı olduğuna işaret etti.
 
Merkel, bir soru üzerine, Rusya’nın sorumluluklarına daha fazla uymasını umduklarını, Rusya’nın sözleriyle eylemlerinin uyuştuğunu görmeye ihtiyaç bulunduğunu kaydetti.
 
Bu noktada öncelikle AGİT gözlemcilerinin serbest bırakılmasının çok hayati bir adım olduğunu belirten Merkel, “Daha fazla istikrarsızlaştırma olması halinde, yaptırımların üçüncü aşamasına geçeceğiz. Bu istediğimiz bir şey değil ama böyle bir adım için hazırlandık ve hazırız” diye konuştu.
 
İki lider ayrıca, ABD ile AB arasında yürütülen Transatlantik Ticaret ve Yatırım Ortaklığı Anlaşması (TTIP) müzakerelerine değinerek bu süreci kısa zamanda bitirmeye yönelik arzularını dile getirdi.
 
NSA'İN FAALİYETLERİ

 
Obama, bir gazetecinin, NSA'in eski sistem analisti Edward Snowden'ın sızdırdığı, ABD istihbaratının Merkel'in cep telefonunu dinlediğini gösteren belgeler ve bunun Merkel ve Alman kamuoyunda neden olduğu tepkilere dair sorusunu da yanıtladı.
 
Almanya'nın ABD'nin en yakın müttefik ve dostlarından biri olduğunu vurgulayan Obama, Merkel'in de kendisinin dünya sahnesindeki en yakın dostlarından ve ortaklığına derin değer verdiği kişilerden biri olduğunu belirtti. Obama, “Dolayısıyla Snowden'ın sızdırmalarının ilişkilerde oluşturduğu gerilimlerin derecesini görmek beni üzdü” ifadesini kullandı.
 
Obama, ABD istihbarat camiasının hem ülke içi hem denizaşırı faaliyetlerine ilişkin atmakta oldukları reform adımlarını hatırlatarak “Neler yapmakta olduğumuzu Almanlarla paylaşıyoruz. Daha önceden söylediğimi yineleyeceğim: Sıradan Almanlar sürekli gözetlemeye, toplu veri toplama faaliyetine maruz değiller. Odak noktamız öncelikle, teröristlerin, suçluların faaliyetlerini sürdürememesi. Ve bunda sadece Almanya gibi dostlarımızla ortaklık kurarsak başarılı olabiliriz, kendi başımıza değil” dedi.
 
ABD ile Almanya arasında, iki ülkenin istihbarat camiasının işleyişine dair ayrılıkları gidermeye, hedef ve niyetlere dair şeffaflığı sağlamaya yönelik bir siber diyalog yürütülmesine olan bağlılıklarını dile getiren Obama, “Bunlar karmaşık konular, henüz tam olarak aynı hizada değiliz ama aynı değerleri, aynı endişeleri paylaşıyoruz. Bu benim için çok önemli bir konu ve görevimi tamamladığımda, istihbarat alanında işleri nasıl yürüttüğümüze dair daha güçlü bir hukuki temel ve uluslararası çerçeveye sahip olacağımız yönünde kesin kararlılıyım” diye konuştu.
 
Obama, bir soruya, “ABD hükümetinin (Almanya'ya) 'karşılıklı casusluk yapmama anlaşması' (no-spy agreement) teklif ettiği ve daha sonra geri çektiğini söylemek doğru değil. Şunu söylemek doğru olur, bizim hiçbir ülkeyle en yakın ortaklarımızdan hiçbiriyle geniş kapsamlı bir 'karşılıklı casusluk yapmama anlaşmamız' yok. Sahip olduğumuz şey, çeşitli istihbarat ajansları arasında inşa edilen ortaklıklar, prosedürler ve süreçler. Almanlarla yaptıklarımız, tıpkı Fransızlarla Kanadalılarla İngilizlerle ya da diğerleriyle yaptığımız gibi, her iki ülke ilişkisini idare eden kuralların tam olarak ne olduğu üzerinde çalışmak  ve yanlış anlamaların olmamasını sağlamak. Bence bazı ayrılıkların giderilmesinde önemli mesafe katettik ama hala üzerinde çalışılması gereken bazı ayrılıklar bulunuyor” yanıtını verdi.
 
Almanya Başbakanı Merkel de aynı sorular üzerine, ABD ve Alman istihbarat kurumları arasındaki çok yakın işbirliğinin önemini vurgularken, bununla birlikte, izleme faaliyetlerinin yoğunluk derecesi ve vatandaşları tehditlere karşı korumaya çalışma ile bireysel mahremiyeti ve özgürlükleri muhafaza etme arasında nasıl bir dengenin kurulması gerektiği hususunda bazı görüş ayrılıklarına sahip olduklarını dile getirdi.
 
Merkel, bu ayrılıkların üstesinden gelebilmek için hem iki ülke arasında hem de ülkelerin kendi içerisinde diyaloğun gereğine işaret ederek bu noktada ABD ile Almanya arasında bir siber diyalog yürütülmesinin önemine vurgu yaptı.

Click to comment

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir