Connect with us

GÜNDEM

Atilla Taş’a tahliye…

Temmuz ayındaki darbe girişiminin ardından tutuklanan Fethullah Gülen cemaatine yakın olduğu iddia edilen basın-yayın kuruluşlarında çalışan 29 gazetecinin yargılandığı davada Atilla Taş, Murat Aksoy ve Gökçe Fırat Çulhaoğlu’nun aralarında bulunduğu 21 gazeteci yurt dışı çıkış yasağı konularak tahliye edildi. 7 ay tutuklu kaldıktan sonra tahliye edilen Atilla Taş, duruşmada, “Kapalı cezaevinden yarı açık cezaevine gideceğim” dedi.

Published

on

İstanbul 25. Ağır Ceza Mahkemesi’nde bugün görülen duruşmaya aralarında müzisyen Atilla Taş, gazeteci Murat Aksoy’un bulunduğu 26 tutuklu 1 tutuksuz sanık katıldı.

Delilleri 9 ayda topladılar

Sanık savunmaların ve tanık beyanlarının tamamlanmasının ardından duruşma savcısı tahliye taleplerine ilişkin mütalaasını açıkladı. Mütalaada delillerin büyük çoğunluğunun toplandığı, bazı sanıklar hakkında suç vasfının değişme ihtimalinin bulunması, gözaltında ve tutuklulukta geçirdikleri süreler dikkate alınarak Atilla Taş, Murat Aksoy, Gökçe Fırat Çulhaoğlu, Yakup Çetin, Yetkin Yıldız, Seyit Kılıç, Mustafa Erkan Acar, Hüseyin Aydın, Abdullah Kılıç, Ali Akkuş, Bünyamin Köseli, Cihan Acar ve Oğuz Usluer hakkında yurt dışı çıkış yasağı uygulanarak tahliye edilmeleri talep edildi. Diğer tüm tutuklu sanıkların üzerlerine atılı suçların vasıf ve mahiyetleri, atılı suçların işlendiğini gösterir kuvvetli suç şüphesinin varlığını gösteren somut delillerin varlığı, atılı suçu gerçekleştirme şekilleri ve kasıtlarının yoğunluğu bulunduğu iddiasıyla kaçma şüphelerinin bulunduğu, bu nedenle tutukluluk halinin devamı öne sürüldü. Savcının toplandığını belirttiği deliller ise yalnızca haber ve Twitter paylaşımları.

Hukuku ve adaleti yalnız bırakmayın

Savcının tahliye talebine ilişkin beyanları sorulan sanıklardan Atilla Taş, heyete seslenerek, “Yaptığınız işin zorluğunun farkındayım. İçinde bulunduğumuz ortam o kadar zor ki Allah hepimize kolaylık versin. Kapalı bir cezaevinden yarı açık bir cezaevine gideceğim. Haksızlığa uğramış bir adam olarak tarihe geçeceğim. Tek isteğim; bu ülkede hukuk olmazsa hiçbirimiz yaşamayız. Hukuku ve adaleti yalnız bırakmayın. Sizi seviyorum” ifadelerini kullandı. Tutuklu gazeteci Murat Aksoy ise mütalaaya karşı beyanında, “Binlerce yazı, yüzlerce TV programında daha demokratik hukuk devletini ve Türkiye’yi savundum. Kendimden çok çocuklarım için istiyorum tahliyeyi” ifadelerini kullandı.

27 Nisan’a ertelendi

Taleplere ilişkin ara kararını oluşturan mahkeme heyeti tutuklu gazeteciler Ufuk Şanlı, Emre Soncan, Ünal Tanık, Mutlu Çölgeçen ile öğretmen Davut Aydın’ın tutukluluk halinin devamına karar verdi. Heyet, Atilla Taş, Murat Aksoy ve Gökçe Fırat Çulhaoğlu’nun aralarında bulunduğu 21 tutuklu gazetecinin tahliyesine karar vererek, duruşmayı 27 Nisan’a erteledi.

Tutunaklara yansıyan ifadelerden bazı satır başları ise şöyle: 

Muhammet Sait Kuloğlu
Twitter hesabından Fuat Avni’nin kulis bilgileri ile ilgili 493 tane paylaşım yapmakla suçlanan Muhammet Sait Kuloğlu, “Yeni Şafak ve Yeni Akit gazetelerinde yüzlerce haber yapılmış Fuat Avni ile ilgili. Sabah gazetesinde 91 tane yapılmış. Bu gazetelerin yöneticileri nerede?” diye sordu. Mahkeme Başkanı İbrahim Lorasdağı’nın “Etkin pişmanlıktan yararlanmak istiyor musunuz” sorusu üzerine Kuloğlu, “Türkiye’de gazetecilik yaptığıma pişmanım” diye yanıt verdi.

Emre Soncan
Kapatılan Zaman gazetesi muhabiri Emre Soncan, “Nezarethanede 3 kişilik hücrelerde 13 kişi kalıp cezaevine getirildiğimde hayattan vazgeçmişlikle ölmek istedim. Bu dünyanın başka bir dünyanın cehennemi olduğunu düşünmeye başlamıştım” dedi. “Cübbeleri iliksiz hakimlerin karşısında aklanmak istiyorum” diyen Soncan, meslek hayatı boyunca hiçbir tarikata, örgüte üye olmadığını, 2012’ye kadar Başbakanlık akreditasyon kartına sahip olduğunu belirtti.

Murat Aksoy
Gazeteci Murat Aksoy, “Kendim için değil, 7.5 aydır göremediğim 2 çocuğum için adalet istiyorum” dedi. Bütün çalışmalarının demokratikleşme üzerine olduğunu belirten Aksoy, “AKP’nin kuruluş zamanlarından pek çok politikasını benimsedim. 2011’deki Arap baharından sonra dış politikada bir savrulma yaşadı. Ben de bu dönemden itibaren de bunu eleştirdim” dedi. Aksoy, Gezi Parkı eylemleri sırasında Yeni Şafak gazetesinde iktidarın yanlış bir politika izlediğine ilişkin yazılar yazdığını anımsatarak, “Gezi Parkı ile ilgili eleştirel yazılarım ve 25 Aralık 2013’te A Haber, TGRT ve CNN Türk’te yaptığım konuşmalar nedeniyle Yeni Şafak’taki işimden çıkarıldım. O dönemde 2. çocuğumun olacağını öğrendim. Bunun yanında eşimin sağ gözünün arkasında bir tümör tespit edildi. O dönemde içinde bulunduğumuz ekonomik durum nedeniyle gelen teklifi kabul ederek Millet gazetesinde işe başladım. Halk TV’de program yaptım. Kapatılmış gazetelerde yazmak suçsa benim dışımda başka gazetecilerin de olması gerek” dedi.

Mutlu Çölgeçen
Tutuklu gazeteci Mutlu Çölgeçen ise savunmasında mahkeme başkanı Lorasdağı’na kendisini tutukladığını söyledi. Atilla Taş’ın cezaevinde bir kitap çalışması içinde olduğunu kaydeden Çölgeçen, kitabın adının “Sakıncalı Çökelek” olduğunu belirtti.

Hanım Büşra Erdal
Kapatılan Zaman gazetesi yazarı Hanım Büşra Erdal, yazılarının hiçbirinde suç unsuru olmadığını iddia etti. “Ben organik bir gazeteciyim. Herkesle temas kurmuş bir kişiyim” diyen Erdal, “Muhabirlikten gelmeyim. İstanbul Barosu’nu en çok takip eden gazeteciyim. Balyoz davası zamanında barodan kovuldum ama sonra kovan kişi gönlümü aldı. Panel var ben varım, baro var ben varım, duruşmalar var ben varım. Soma’da maden kazası olur, Soma’ya giderim. Aktif, her alanı hukukta severek takip eden bir muhabirdim. Bugüne kadar da utanacak ve art niyetli yaptığım hiçbir şey olmadı” ifadesini kullandı.

Gökçe Fırat Çulhaoğlu
Türk Solu dergisinde geçmişte Radikal, Hürriyet ve Taraf gazetesinin Fethullah Gülen cemaatine yakınlaştıkları ile ilgili yaptıkları haberleri sıralayarak başlayan Gökçe Fırat Çulhaoğlu’nun savunması şöyle: “Osman Pamukoğlu mücadele arkadaşımdır. 20 yıldır sadece ve sadece Atatürkçü, solcu ideallere bağlı, ulusal sol ideolojiye sahip bir insanım. 6 okun dışında 20 yıldır bir faaliyetim yoktur. Biz Fethullah Gülen ile bir araya gelme gayreti gösteren aydınlarımıza bile karşı çıktık” dedi. Ergenekon ve Balyoz davalarının kumpas olduğuna ilişkin yazılarını heyete okuyan Çulhaoğlu, “17 Aralık yolsuzluk soruşturmasından sonra da Fethullah Gülen cemaatinin paralel bir yapı olduğunu yazdım. 17 Aralık’tan sonra yolsuzluğa karşı çıktık. 17 Aralık’ı görmeden yola devam edemem. Benim yolsuzluğun peşine düşmem gerek çünkü adalet peşine düşemiyor” dedi. Halen Fethullah Gülen’in hakkında açtığı davada yargılandığını kaydeden Çulhaoğlu, “Fethullah Gülen’in adil, şeffaf mahkemelerde yargılanmasını bekliyorum” dedi. “Biz 3 kuşaktır solcuyuz” diyen Çulhaoğlu, “Ben devrimci adamım. Gökçe Fırat’tan Fettullahçı çıkartamazsınız” ifadelerini kullandı.

 

Click to comment

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir