Connect with us

GÜNDEM

Tarihe geçecek sözler: 128 milyar doları bırakın 104 amiralin hesabını verin

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, partisinin grup toplantısında açıklamalarda bulundu. Bahçeli, yeni anayasa çalışmalarına ilişkin “Teferruattan arındırılmış, yalın ve anlaşılır, hükümleri arasındaki çelişkilerden ayıklanmış, kısa, net, milli ve manevi hayatımızın esaslarını kavramış, bize özgü, bizi yansıtan, gelecek ile geçmişi temerküz etmiş, gerekçeleriyle gerçekleri yakalamış bir anayasayla Cumhuriyetimizin yüzüncü yıl dönümünü kucaklamamız kaçınılmaz milli bir görevdir. Yeni bir sivil anayasa yapabiliriz, başarabiliriz” dedi. Bahçeli, muhalefete tepki göstererek “Bre utanmazlar 128 milyar doları bırakın da 104 emekli amiralin bildirisinin hesabını verin. Çünkü hepiniz işin içindesiniz. Aradığınız para devletin kasasında, peki siz neredesiniz?” dedi.

Published

on

MHP Genel Başkanı Bahçeli, partisinin TBMM Grup Toplantısı’nda yaptığı konuşmada, 23 Nisan Cuma günü, Meclisin 101’inci açılış yılının iftiharla kutlanacağını söyledi.

İlk Meclisin muhterem mebuslarını ve müstesna hatıralarını bir kez daha yad edeceklerini dile getiren Bahçeli, 23 Nisan 1920 Cuma günü Ulus’taki Taş Bina’da milli iradenin teşekkülüyle birlikte Türkiye Cumhuriyeti’nin temelleri atıldığını hatırlattı.

Kuran-ı Kerim tilavetleriyle, kesilen kurbanlarla, dudaklardan dökülen aminlerle, yüreklerden kopan dileklerle İlk Meclis’in, tarih sahnesindeki muhkem yerini aldığını anlatan Bahçeli, Meclis-i Mebusan’dan iltihak eden mebuslarla, Mustafa Kemal Paşa’nın 19 Mart 1920 tarihli Genelgesi mucibince yapılan seçimlerle belirlenen mebusların, Ankara’da toplandığını ifade etti.

Demokrasi tarihinde, iki ayrı genel seçim vasıtasıyla oluşan tek Meclisin, Ankara’nın Ulus semtinden anıt gibi yükselen Büyük Millet Meclisi olduğuna işaret eden Bahçeli, “İşgale, istilaya, ihanete karşı ilk Meclisin eşsiz iradesiyle direnilmiştir. Kurucu kahramanlar hiçbir zaman kanun dışına taşmamış, milli iradenin özlemlerinden kopmamıştır. Dünya üzerinde, zillete ve zulme Meclisinin etrafında kenetlenip savaş açan ikinci bir millet o güne kadar görülmemiştir.” diye konuştu.

İlk Meclisin, ordular kurup ordular yönettiğini, zaferden zafere koşarak vatanın harem-i ismetinden düşmanı söküp attığını belirten Bahçeli, “İlk Meclis imkansızlığa karşı imanın adı, yıkıma karşı yükselişin ahlakı, zalimlere karşı milletin aklıdır. İlk Meclis, istiklal haysiyetini, istikbal hedeflerini millet nam ve hesabına varlığında toplamış kahramanlık beratıdır.” dedi.

“MONDROS’A İMZA KOYANLAR ZELİL TUZAĞA DÜŞTÜ”

Mondros Ateşkes Antlaşması’nın, Osmanlı İmparatorluğunun esaret ve teslim belgesi olduğunu vurgulayan Bahçeli, sömürgecilerin, masa başında tuzak kurduğunu ve bu antlaşmaya imza koyanların da zelil tuzağa düştüğünü söyledi.

Bahçeli, Osmanlı İmparatorluğunun, Birinci Dünya Savaşı’ndan çıktığında 1 milyon kilometre karelik toprağını kaybettiğini, üstelik yalnızca toprak değil bağımsızlığın da elden çıktığını hatırlattı.

Vatan coğrafyasının ateş altına alındığını, kanlı postalların dehşet saçmaya başladığını dile getiren Bahçeli, “Böylesi bir vasatta, ilk Meclis bezgin ve bitkin Anadolu bozkırından, yorgun ve yılmış beşeri varlıktan bir güneş gibi parladı. Umutsuzluğun koyu sisini dağıtmak maksadıyla Ankara mahreçli şanlı bir irade serpilip sivrildi. Ulus’ta tadilatı henüz tamamlanmamış taş binada toplumun her kesiminden, her meslek grubundan, farklı farklı dünya görüşleri olsa bile ortak paydaları vatanseverlik olan mebuslar bir araya geldi.” ifadelerini kullandı.

Dönemin bazı mebuslarının, nice zorlukları aşarak Ankara’ya intikal ettiğine değinen Bahçeli, Artvin Mebusu Ahmet Fevzi Bey’in, Şavşat halkından toplanan 75 lirayla yola çıktığını, Samsun’a 8 günde gelebildiğini, buradan da 4 mebus arkadaşıyla bir at arabası kiralayarak güçlükle Ankara’ya ulaşabildiğini anlattı.

Bahçeli, Trabzon Mebusu Eyüpzade İzzet Bey’in, Ankara’ya gelirken 6 Mayıs 1920’de eşkıyalar tarafından Samsun-Çarşamba arasında şehit edildiğini hatırlattı.

İlk Meclis’in saygıdeğer mebuslarının, barınacak yerleri olmadığından Ziraat Mektebi’nin öğrenci yatakhanesinde kaldıklarını ifade eden Bahçeli, “İlk Mecliste ışık yoktu, yasama faaliyetleri mumların ve isli gaz lambalarının altında yapılıyordu. Sıralar mekteplerden taşınmış, sararmış kağıtlara kararlar yazılmıştı.” dedi.

“MECLİSİMİZİN AÇILIŞI MİLLİ MEŞRUİYETİN DÖNÜM NOKTASIDIR”

İlk Meclisin mebuslarının 8 ay maaş alamadığını, bir yıl sonra da aldıkları maaşlarının yüzde 20’sini bütçe açığını kapatmak amacıyla devlete iade ettiklerini belirten Bahçeli, şunları kaydetti:

“Meclisimizin açılışı; milletler mücadelesinin acımasızca sürdüğü bir dönemde, Türk milletinin tam bir mutabakatla, milli kimlikte ve milli hedefte buluşmasının, yıllardır süren kayıpların çöküntüsünü atarak güç ve moral depolamasının, teslimiyet ve tavizlere son vererek derlenip toparlanmasının, silahla verilen bir mücadelede bile demokratik ve toplumsal uzlaşmayla sağlanan milli meşruiyetin dönüm noktasıdır. Ankara’nın Ulus Meydanı’ndaki Tek Katlı Taş Bina’dan ortaya çıkan sonuç, yaklaşık iki asrı aşan elem ve çile dolu geri çekilmenin artık son bulacağının, bugünkü coğrafyamız üzerinde ebediyen yaşamaya devam edeceğimizin, vatanımızı sonsuza kadar koruyacağımızın, akıl, hesap, irade, iman ve süngü ile birleşen bir mücadele ile Türklüğün makus talihini döndüreceğimizin cihana tebliğidir.

23 Nisan 1920 tarihi, elbette ki 3 yıl sonra varlığını ve bağımsızlığını bütün dünyaya ilan edecek olan Türkiye Cumhuriyeti’nin siyasi ve hukuki altyapısının hazırlandığı bir döneminin başlangıcıdır. Bu yönüyle ilk Meclis, Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucu iradesidir. Bu tarih, vatanın bağımsızlığı ve milletin bekası için yüreğini ortaya koymuş muhteşem kadroların, aziz Atatürk liderliğinde tarihin akışını değiştirmesinin ilk hamlesidir. Büyük Millet Meclisi’nin açılması, aziz milletimizin bağımsızlığına yönelmiş olan ve sabırları zorlayan dayatma ve gelişmeler karşısında, neleri göze alıp, nasıl başarabileceğinin de emsalsiz örneğini teşkil etmiştir. Gerek Büyük Millet Meclisi’nin açılış şartları gerekse sonradan yaşanan siyasi, sosyal gelişmelerin tamamı; bizleri küçümseyen, onurumuza ve mukaddesatımıza el ve dil uzatmaya yeltenen, gücümüzü sınamaya kalkışan mihrakları nasıl bir akıbetin beklediğini göstermesi bakımından tarihi bir ibret ve ihtar levhası olmuştur. Bu nedenle Millet Meclisimizin açılması ile başlayan sürecin manasını ayrıntıları ile bilmenin, devlet ve millet hayatımızda yeniden karşımıza çıkan benzer tehditlerin doğru anlaşılmasında mühim bir tesiri olacağına inanıyorum.

En müşkül anlarda bile Türk milletine gücü yetmeyenlerin, bugün yeni maceralarla şanslarını bir kez daha denemeye kalkışmaları bu açıdan beyhude bir çabadır. Tarihin acı ve tatlı hatıralarla kapanmış sayfalarını, son bulmayan intikam duygularıyla, asla hak etmediğimiz insanlık dışı iftiralarla tekrar açılmasına heveslenmek dikkat etmemiz gereken bir tehlike olarak karşımızdadır. Unutmayalım ki inancımızın ve iddialarımızın devamı, ancak dayanma gücümüz, dirayetli tavrımız, dik duruşumuz kadardır. Bunun timsali de Büyük Millet Meclisinin açılışıdır.”

“TBMM’DE EŞKIYANIN HÜKMÜ DEĞİL MİLLETİN HÜKMÜ GEÇERLİDİR”

TBMM’de biriken fezlekelerin bir an önce görüşülerek karara bağlanması terörle mücadele teşvik edici ve kamçılayıcı bir işlev görecektir.

Hiçbir bölücü odağın, terörizme yardım ve yataklık yapan hiçbir menfur oluşumun, Mehmetlerimize kast eden, vatan evlatlarına kurşun sıkan hiçbir hain örgüt uzantısının Gazi Meclis’te yeri olamaz, demokrasi adına söyleyecek tek bir sözleri dahi bulunamaz. TBMM’de eşkıyanın hükmü değil milletin hükmü geçerlidir. Bu tarihi ve milli kararlılığa herkesin riayeti samimi dileğimdir.

Bu kutlu günün çocuklarımıza armağan edilmesinin en önemli nedeni budur. Milletimiz yeni nesillerle varlığını sürdürecektir. Bu vesileyle sevgili çocuklarımızın, bütün çocukların bayramını şimdiden kutluyorum, mutluluk diliyorum.

YENİ ANAYASA ÇALIŞMALARI

1921 Teşkilat-i Esasiye kanunun üzerinden 100 yıl geçmiş olsa da yeni anayasa çalışmaları hiç sonlanmamıştır. Türkiye’nin yepyeni bir anayasaya ihtiyacı olduğunu görmek ve bunun da gereğini yapmak lazımdır. Teferruattan arındırılmış, yalın ve anlaşılır, hükümleri arasındaki çelişkilerden ayıklanmış, kısa, net, milli ve manevi hayatımızın esaslarını kavramış, bize özgü, bizi yansıtan, gelecek ile geçmişi temerküz etmiş, gerekçeleriyle gerçekleri yakalamış bir anayasayla Cumhuriyetimizin yüzüncü yıl dönümünü kucaklamamız kaçınılmaz milli bir görevdir. Yeni bir sivil anayasa yapabiliriz, başarabiliriz.

Yeni anayasa hedefi aynı zamanda Türk milletinin hedefidir. Bu hedeften kaçanları tarih affetmeyecektir.

İç ve dış işgal çetesine karşı diri ve uyanık olmalıyız. Siyasi partilerden mesleki ve sivil toplum kuruluşlarından yeni anayasaya karşı çıkan henüz görülmemiştir. Herkes darbe anayasasının rahatsızlığını dile getirmektedir. O halde bazı siyasilerin sudan sebeplerle oyunbozanlık yapmaları tutarsızlık değil de nedir!

“PARLAMENTER SİSTEM DENEMİŞ VE DİBİ BOYLAMIŞTIR”

Parlamenter sistem denenmiş ve dibi boylamıştır. Müstesna bir reform yapılmış, ve bir sistem uygulanmaya başlanmıştır. Türk tipi başkanlık sistemine karşı çıkmak, karalama yarışına girmek eğer cehalet değilse işbirlikçiliktir. Yürürlülükteki yönetim sistemiyle çatışmayan ve çelişmeyen bir anayasa refah düzeyine katkı sağlayacaktır.

MHP yeni anayasa vizyonunu kavramış ve kararlılıkla çalışmaya koyulmuştur. Allah’ın izniyle yakın bir tarihte çalışmalarımız nihayete erecek, ortak akılla ve Cumhur İttifakı’nın ortak iradesiyle milletimizin şanına, şöhretine, vasfına, vakarına, varlığına müstahak bir anayasa hazırlık süreci inşallah tamamlanmış olacaktır.

CHP’ye sesleniyorum gelin siz de bu sürece destek verin. El birliğiyle darbe anayasasından milleti kurtaralım. Gelin mağlubiyet yaşamayın.

UKRAYNA-RUSYA GERİLİMİ

Türkiye bugün dört bir taraftan sıkıştırılmak, çembere alınmak istenmektedir. ABD’nin Karadeniz’e savaş gemisi göndermekten vazgeçip İngiltere’nin devreye girmesi bölgenin her türlü ihtimale açık olduğu görülmektedir. Ukrayna ile Rusya arasında çıkacak olası savaş kuşkusuz felakettir. Akdeniz’de Yunanistan çirkin bir senaryo dahilinde tahrik kampanyasını yoğunlaştırmaktadır.

DENDİAS-ÇAVUŞOĞLU ORTAK BASIN TOPLANTISI

Yunanistan Dışişleri Bakanı’nın sergilediği ifadeleri Türkiye’ye kriz çıkarmak üzere özel olarak gönderildiğini ortaya çıkarmaktır. Sayın Çavuşoğlu’nu yürekten tebrik ediyorum. Talimat veren Sayın Cumhurbaşkanımıza da saygılarımı sunuyorum. Yunan Bakan sert kayaya çarpmış, Türk pençesini yemiştir.

Akdeniz’in güvenliğini tehdit eden yegane ülke Yunanistan’dır.

“YUNANİSTAN TARİHTEN HİÇ DERS ALMAMIŞTIR”

Lozan Anlaşması çiğnenmektedir. Soydaşlarımız asla yalnız, çaresiz değildir, asla sahipsiz değildir. Görüldüğü kadarıyla Yunanistan tarihten hiç ders almamıştır. Bu küçücük ülke sanıyorum hafızasından çıkarmıştır. Densiz Dendias ve destursuz Miçotakis’e birilerinin tek tek anlatması iyi olacaktır. Yunanistan aklını başına almazsa değil kulağından bu gidişle boynundan olacaktır.

“TEK KELİMEYLE KANSIZLIKTIR”

Türk milleti evinden barkından kopmuş masum yavruları vicdan örtüsüyle korumaya alırken Yunanistan’ın ateşe vermesi tek kelimeyle kansızlıktır.

EMEKLİ AMİRALLERİN BİLDİRİSİ

Emekli amirallerin bildirisini anayasal hak gören cunta sevdalıları neyin ön hazırlığıyla hangi amaçların propagandalarıyla örgütlenmişlerdir. Şimdi de devreye beyni sulanmış Yargıtay eski başkanı mı girmiştir.

‘128 MİLYAR DOLAR’ TARTIŞMASI

Bre utanmazlar 128 milyar doları bırakın da 104 emekli amiralin bildirisinin hesabını verin. Çünkü hepiniz işin içindesiniz. Aradığınız para devletin kasasında, peki siz neredesiniz?

Click to comment

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir