“Ya elimizle ya dilimizle!”

Haliç Kongre Merkezi'ndeki Siirt Günleri'nin kapanış töreninde konuşan Başbakan Erdoğan, Suriye'ye müdahale konusunda şunları söyledi:

“Kimyasal silah elbetteki çok önemli ama 100 bin kişinin önemi bizim için bir değer ifade etmiyor mu? Onlar can değil mi? Onlar için biz ses çıkarmayacak mıyız? Yaklaşık 2 buçuk senedir 100 bin insan öldü, milyonlarca insan yerinden yurdundan oldu, Rejim tarafından yapılan kimyasal saldırıyla çoluk çocuk binlerce insan öldü. Şunu ifade etmem gerekirki BM bu olayda varlığını tekrar sorgulatır hale getirmiştir. Kardeşlerim şunu unutmayın; “zulme rıza zulümdür. Unutmayın, zulüme rıza zulümdür. Zulüm ile abad olunmaz. Ya elimizle  ya dilimizle müdahale edeceğiz, ya da bunları yapamıyorsak kalben buğz edeceğiz. BM susmuş, insanlık dramını seyretmekle yetinmiştir. BM'nin adım atmaması insanlık tarihine kara bir leke olarak kazınmıştır. BM'yi 5 daimi üyenin iki dudağı arasına hapsetmek asla demokratik değildir. Antidemokratiktir. 1. Dünya Savaşı'nın koşullarında alınmış bir karar diye bu böyle kalacak. Gençler bir kampanya başlattı, dünya 5'ten büyüktür. Ben de bu kampanyayı destekliyorum .”

76 milyonun desteği !

Başbakan Erdoğan, “76 milyonluk bir ülkenin halkının bana verdiği yetkinin gereğini yapıyorum” diyerek şunları kaydetti:

“Aynı şeyi Mısır'da görüyoruz. Vicdanımızın sesini duymak zorundayız. İstiyoruz ki o keskin nişancıların şehit ettiği Esma'lar ölmesin. Vücutlarında mermi izi olmayan o yavrular yerde yatıyor. O soluk bedenler olmasın. BM'de akan kanın durması için BM'nin adım atmasını istediğimizi, bunun olmaması halinde de atılacak her adımı desteklediğimizi söyledik. Esad rejimi süratle işbaşından çekilmeli ve yaşayabileceği bir ülkeye gitmelidir.”