Connect with us

MEDYA

“Sen de Meclis’e sor Tayyip” ya da Wilcox testi!

Published

on

Radikal gazetesinden Murat Yetkin, bugünkü yazısında İngiltere'den sonra Obama'nın da savaş kararını Kongre'ye taşımasının birileri için kötü örnek oluşturduğunu ifade etti.

Murat Yetkin, yazısında ayrıca otoriteye kaçan liderlerin ya da grupların gerçek yüzünü ortaya seren Wilcox Testi'ni de köşesine taşıyarak, adeta “Kızım sana diyorum gelinim sen anla” demiş. İşte Murat Yetkin'in bugünkü yazısı:

“Kime 'aşırılık yanlısı' denir? İşte Wilcox testi

ABD Başkanı Barack Obama yeni bir ‘icat çıkardı’. Başbakan Tayyip Erdoğan onun başkanlık yetkileri üzerindeki Kongre (meclis diyelim) denetiminden, kötü örnek oluyor diye şikâyet ederken, Obama kendisine sorgusuz verilmiş askeri harekât yetkisini, Suriye konusunda meclise sormaya karar verdi; 31 Ağustos konuşması dünyadaki demokrasi uygulamaları açısından da bir yeniliktir.

Afganistan ve Irak’ta ağzı yanan ABD, Suriye’de yoğurdu üfleyerek yemek istiyor. Rusya’nın tepkisini de hesaba katıp iki yılda 100 bin kişinin öldürüldüğü bir iç savaşın üstünde oturan Beşar Esed rejimini değil, kimyasal silah kullanımını hedef aldığını vurguluyor. Obama’yla daha yeni İsrail polemiğine dolaylı yoldan girmiş olan Erdoğan, bu defa tepkisini düşük perdeden ve dolaylı verdi; ‘lokal hedeflere’ vurmanın sorunu arttıracağını söyledi. Erdoğan her fırsatta Türkiye’nin komşusu Suriye’de Esed rejimi değişmeden sükûnet gelemeyeceğini söylüyor.

ABD ve aslında Avrupa da Esed giderse, kimin geleceğini hesaplıyor. Acaba El Kaide çizgisindeki El Nusra iç savaştan, muhalefetin çoğunluğunu oluşturan Müslüman Kardeşler’e de galip gelerek Şam’ın sahibi çıkar mı? Esed’in laik diktatörlüğünün yerine bu defa daha baskıcı ve kanlı, Afganistan benzeri, İslam köktenciliği temelinde bir diktatörlük kurulur mu? Kurulursa, Türkiye, Lübnan, İsrail, Ürdün ve Irak gibi komşularını nasıl etkiler? Strateji, malum, her şeyden çok coğrafya demek.

Laird Wilcox, 'yüzlerce militan uç siyasi hareketin söylemini' inceleyip 'aşırılık yanlılarını anlamak için '21 gösterge' saptamış.

ABD Başkanı Barack Obama yeni bir ‘icat çıkardı’. Başbakan Tayyip Erdoğan onun başkanlık yetkileri üzerindeki Kongre (meclis diyelim) denetiminden, kötü örnek oluyor diye şikâyet ederken, Obama kendisine sorgusuz verilmiş askeri harekât yetkisini, Suriye konusunda meclise sormaya karar verdi; 31 Ağustos konuşması dünyadaki demokrasi uygulamaları açısından da bir yeniliktir.

Afganistan ve Irak’ta ağzı yanan ABD, Suriye’de yoğurdu üfleyerek yemek istiyor. Rusya’nın tepkisini de hesaba katıp iki yılda 100 bin kişinin öldürüldüğü bir iç savaşın üstünde oturan Beşar Esed rejimini değil, kimyasal silah kullanımını hedef aldığını vurguluyor. Obama’yla daha yeni İsrail polemiğine dolaylı yoldan girmiş olan Erdoğan, bu defa tepkisini düşük perdeden ve dolaylı verdi; ‘lokal hedeflere’ vurmanın sorunu arttıracağını söyledi. Erdoğan her fırsatta Türkiye’nin komşusu Suriye’de Esed rejimi değişmeden sükûnet gelemeyeceğini söylüyor.

ABD ve aslında Avrupa da Esed giderse, kimin geleceğini hesaplıyor. Acaba El Kaide çizgisindeki El Nusra iç savaştan, muhalefetin çoğunluğunu oluşturan Müslüman Kardeşler’e de galip gelerek Şam’ın sahibi çıkar mı? Esed’in laik diktatörlüğünün yerine bu defa daha baskıcı ve kanlı, Afganistan benzeri, İslam köktenciliği temelinde bir diktatörlük kurulur mu? Kurulursa, Türkiye, Lübnan, İsrail, Ürdün ve Irak gibi komşularını nasıl etkiler? Strateji, malum, her şeyden çok coğrafya demek.

ABD ve Avrupa, El Nusra’yı ‘terörist’ sayıyor. Geçenlerde CHP’li Umut Oran’ın sorusu üzerine Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu da El Nusra’yı ‘aşırılık yanlısı’ örgüt olarak tanımladı.

Terörist de aşırılık yanlısı (İngilizce ‘extremist’) da netameli kavramlar. Zamanında açık terör yöntemleri kullanmış örgütler, iktidar olunca ‘normalleşiyor’. İsrail’in kuruluşu öncesindeki İrgun, Filistin’in kuruluşu öncesi El Fetih, Güney Afrika’daki Afrika Ulusal Kongresi gibi pek çok örnek var. Dolayısıyla içinde bulunduğu zaman ve koşullara göre tanımlamak ve ciddiye almak gerekiyor, çünkü insan hayatına, toplumların, ülkelerin mahvına neden olabiliyor.

Amerikalı politikacı Robert Kennedy “Aşırılık yanlılarının oluşturduğu asıl tehlike uçlarda yer almaları değildir” diyor; “Tahammülsüz olmalarıdır. Kötülükleri kendi davaları hakkında değil, muhalifleri hakkında söylediklerindedir.”

Bir başka Amerikalı, araştırmacı ve insan hakları savunucusu Laird Wilcox ise onlarca yıl boyunca, kendi deyişiyle “yüzlerce militan ‘uç’ siyasi hareketin söylem ve propagandasını” tahlil ederek bir grup, parti ya da kişinin ‘aşırılık yanlısı’ sayılıp sayılmayacağını anlamak için ‘21 gösterge’ tespit etmiş. (http://www.lairdwilcox.com/news/hoaxerproject.html)

İşte Wilcox’un aşırılık kriterleri ya da aşırılık üzerine ‘Wilcox testi’.
Wilcox’a göre ‘aşırılık yanlısı’ kişi ya da gruplar şunları yapma eğiliminde olur:

1 -Kişilik katliamı: Rakibinin söylediklerinden çok onun kişiliğine, görünüşüne, değerlerine saldırır, aynısı kendisine yapıldığında ortalığı ayağa kaldırır.
2 – İsim takar, ekiketler: Amaç dikkatleri, rakiplerinin söylemlerinden dağıtmak, yeni rakipleri yıldırmaktır.
3 -Topyekûn genellemeler yapar: Rakiplerinin arasındaki her benzerlik, onların aynı olduğunu gösterir, kanıt gerekmez.
4 -İddiasına kanıt gerekmez: İddiayı doğruladığı müddetçe duyumlar yeterlidir. Olgulardan çok duygularıyla hareket eder.
5- Çifte standartlıdır: Kendilerinin niyeti, başkalarının yaptıkları önemlidir. Onların söylediğine inanılması, başkalarınınkinin ispatlanması gerekir.
6 -Muhalifler ve eleştirenler kötüdür: Muhalifler farklı düşündükleri, belki yanıldıkları için değil, kötü, ahlaksız, vb oldukları için eleştirirler.
7- Dünyaya ‘manik’ bakış: “Benden yana değilsen, bana karşısın”, ortası olamaz.
8- Muhaliflere belli bir sansür/kontrol mübahtır: Buna muhalif/eleştirel görüşlerin medya erişimini engelleme çabası dahildir. Aşırılık yanlıları yalnız kendi sesleri duyulsun ister.
9- Kendilerini düşmanlarıyla tanımlar: Düşmanlarıysa çoğu zaman olduklarından daha kötü ve güçlüdür.
10- Tartışırken gözdağı verir: Görüşlerine katılmamak, şeytanla işbirliği ya da en azından düşmana yardım ve yataklık sayılır.
11- Slogan, kilit sözcükler ve basma kalıp ifadeler kullanır: Amaç, tartışmanın soruna yol açacak olgular ve karşı görüşlere dökülmesini önlemektir.
12 -Ahlaken diğerlerinden üstün olduğunu varsayar: Neticede kim dünyayı kurtaracak birine karşı çıkacak kadar duyarsız kişilerle muhatap olmak ister.
13- Kaybederse kıyamet kopar: Eğer onların dediği yapılmazsa felaketler bitbirini izler; bize uyarlarsak, o kış komünizm gelebilir, irtica hortlayabilir, vatandaş yine itilip kakılır, sonun başlangıcı sayılır.
14- Amaç hayırlıysa, küçük kötülüklerden zarar gelmez: Amaç büyük kötülüğün yok edilmesiyse, aşırılık yanlısı amaca giden her yolu meşru sayar.
15- Akıl yürütmenin yerini giderek duygusal tepkilerin alması: Etkin ‘aşırılık yanlıları’ aynı zamanda etkin propaganda ustalarıdır.
16 -Aşırı hassas ve alıngandırlar: Sıradan yorumlar ve masum tepkilerin arkasında ‘gizli’ yıkıcılık, ihanet, sapkınlık vs görürler; güvenmemek esastır.
17- İnanç ve eylemlerinin ilahi izahı olabilir: İnsanların çoğu, ‘dinî inançlarını’ vazettiği için, din kisvesine bürünmüş ‘aşırılık yanlılarına’ karşı durmaktan çekinir.
18- Belirsizlik ve muğlaklığı sorun eder: Aşırılık yanlılarının sorunlara ‘tek’ ve ‘kesin’ çözümü vardır. Ötekileri hizaya getirmek için daha çok kanun ve kurala başvurulabilir.
19 -‘Grup düşüncesine’ eğilimlidir: Ötekilerle değil, birbirleriyle konuştukça gerçeklere göre ahlaki muhakemeden çok, ahlaki üstünlük ve yanılmazlık duygusu güçlenir.
20- Düşmanlıkları kişiselleştirir: Rakiplerin başına kötü işlerin gelmesi, hastalık geçirmeleri, yasal sorunları, hatta ölmeleri, aşırılık yanlılarını sevindirir; ‘hak etmişlerdir’.
21 -Kazanan kendileri olmadıkça sistem kötüdür: Seçimler onlar kaybetmişse ‘hilelidir’, kamuoyu aleyhlerine dönmüşse ‘beyinleri yıkanmıştır’; sistemin doğruluğu ya da yanlışlığı onlar üzerindeki etkisine bağlıdır.

Wilcox’tan bu kadar. Şimdi arzu ederseniz bildiğiniz siyasetçileri, partileri, grupları bu 21 ilke testine tabi tutun. Birkaç tanesi ile sınırlıysa, siyasetin cilvesi sayabilirsiniz. Ama listede yanına işaret koyduğunuz maddeler çoğaldıkça orada bir ‘aşırılık yanlısı’ ile karşılaşma ihtimaliniz artıyor demektir. Bir bakın derim.”

Click to comment

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir