Eski “PARALEL YAPI” yeni pazarlıkta

Cumhurbaşkanlığı seçimi için tüm partiler pozisyon belirlemeye çalışıyor. Seçimde aday gösterip kazanabilecek partilerin hazırlığı farklı boyutlarda seyrederken aday çıkartamayacak, ancak oy potansiyeli ile pazarlıklar yürütebilecek partiler de şimdiden hangi boyutta pazarlıklar yürüteceklerinin sinyallerini vermeye başladı.

İlk sinyal geçtiğimiz gün BDP'den geldi. BDP'li Hasip Kaplan, ekonomik özerklik ve bağımsız Kürdistan'ın ilk eşiği olan “SÜREÇ”in devamlılığını sağlama sözü verecek partilerle işbirliği yapabileceklerini açıklayarak, AKP ile de CHP ile de birlikte hareket edebiliriz” demişti.

BDP'den sonra BBP'den de bir sinyal geldi bugün. Geçmiş yıllarda iktidarın ucundan tutamamanın acısını çeken BBP, ANAP ve DYP iktidarlarında yerel ve genel seçimlerde iktidarın en güçlü adaylarını verdiği desteklerin semeresini o partiler iktidara gelince topluyordu.

Aynı yöntem AKP iktidarları döneminde de devam etti. Aslında Cemaat AKP kavgası başlamadan çok önceleri AKP'nin paraleli olan BBP idi. Bu paralel yaklaşım merhum Muhsin Yazıcıoğlu cinayetinden sonra bozuldu.

PKK'nın “ateşkes” önerisi ve hükümetin çok önem verdiği “Barış Süreci”nde MHP ve BBP'nin sessiz kalması dikkat çekerken, sürecin yavaş yavaş ekonomik özerklik ve bağımsız Kürdistan'a doğru yol aldığının anlaşılması üzerine ne ülkücü hareketin ne nizamı alemçilerin tepki ggöstermemesi kamuoyunun dikkatinden kaçmadı.

Ancak bugün il başkanları ile toplanan BBP Genel Başkanı Mustafa Destici, cumhurbaşkanlığı seçimlerini öne çıkartarak, AKP'yi müslümanlardan çok PKK'ya hoşgörülü davranmakla suçladı. Destici bu suçlamaları ifade ederken son derece çesur bir üslup kullandı ancak, cumhurbaşkanlığı seçimlerinde kimi destekleyecekleri konusunda o kadar cesur davranamadı ve adeta pazarlık için kapıyı aralık tuttu.

Mustafa Destici süreçle ilgili bakın AKP'ye neler söyledi:

“30 yıldır memlekete kan kusturan, binlerce mehmetçiğin, askerin polisin kanını, kundaktaki bebeğin kanını elinde bulunduran, özerklik taleplerini hala yüksek sesle dillendiren, devletin milletin yeraltı yerüstü kaynaklarından pay isteme pervasızlığını yüksek sesle dillendirenlere gösterdiğiniz hoşgörüyü, sevginin, merhametin en azından onda birini de düne kadar “din kardeşim” dediklerinize de göstermenizi bekliyoruz.”

Aslında bu bile eleştiri olmaktan çok, “bizi de unutma” özelliği taşıyan bir mesaj.

Yine de kamuoyunda “sert” denilebilecek bir görüntü veren bu söylemden hemen sonra cumhurbaşkanlığı seçimlerinde izleyecekleri politika hakkında da bilgi veren Destici, net bir tavırları olmadığını ortaya koydu. AKP'ye, daha doğrusu Erdoğan'a, “Seni desteklemem haa” mesajı veren BBP, BDP'den sonra pazarlığa açık olduklarının sinyalini veren ikinci parti oldu. Çünkü Destici açıklamalarında AKP'yi eleştirse de desteğini tamamen kestiğine ilişkin çok net herhangi bir
ifade kullanmadı.

Mustafa Destici cumhurbaşkanlığı seçimi sürecine ilişkin tavıırlarını şu sözlerle açıkladı:

“Herkesin bilmesi gereken bir şey var. Yani devlet başkanı seçmiyoruz. Parlamenter sistem içerisinde bugün hangi yetkilere sahipse, halk seçtiğinde de aynı yetkilere sahip olacak, bütün partilere karşı seçildikten sonra tarafsız bir cumhurbaşkanı seçilecek. Tabi demokratik mi derseniz burada da eksik yönler var. Sadece mecliste grubu bulunan partiler aday gösterebiliyor. 20 milletvekilinin imzasını bulunca da seçilebilir. Biz şu anda bu konu ile ilgili BBP olarak isterdik ki Meclis dışına da imkan verilsin. Hatta sadece Meclis dışındaki siyasi partilere değil bütün oda ve borsaların, sendikalar, sivil toplum örgütleri bir aday gösterebilmeliydi. Bu yönü ile eksik buluyorum. Bu eksiklik devam ederse bu eksikliğin bir dahaki seçimde giderilmesi gerektiğini düşünüyorum. Mevcut hali ile adaylar çıkmadan adaylar belirlenmeden yorum yapmanın doğru olmadığını düşünüyorum. Biz BBP olarak adaylar ortaya çıktıktan sonra tabi ki parti kurullarımızla oturup değerlendireceğiz ve bir karar vereceğiz. Tabi bu süreçte tarafsız olmamızı kimse beklemesin. Elbette ki bir kararımız olacaktır. Bunu da biz dediğim adaylar ortaya çıktıktan sonra kurullarımızla oturup istişare edip, değerlendirip ondan sonra kararımız açıklarız.”

Hazır AKP'nin sağındaki “Paralel koltuk” boşalmışken şimdiden taliplisi çok gibi görünüyor.