Connect with us

Güncel

Apo istediğini alıyor

Published

on

Teröristbaşı Apo ile İmralı'da son görüşmeyi yapanlardan Sırrı Süreyya Önder, çok önemli açıklamalar yapmış ve o açıklamalara dayanarak Medyahanesi de “TERÖRİSTSAŞI SİYASİ KİMLİK İSTİYOR” başlığını atmıştı.

Bizim bu başlığı atmamızın üzerinden 48 saat geçmeden AKP Hükümeti'nin en önemli isimlerinden Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay, Diyarbakır'daki “Çözüm Süreci Çalıştayı”nda önemli açıklamalar yaptı ve Apo'nun son ziyaretçileri aracılığı ile kamuoyuna açıkladığı görüşlerini hükümetin de paylaştığını ifade etti.

“APO'NUN GÖRÜŞLERİ BİZİM DE GGÖRÜŞÜMÜZ”

Apo'nun “Çözüm için AKP hükümeti yeni bir yol haritası üzerinde çalışıyor” iddiasını doğrulayan Beşir Atalay, “Abdullah Öcalan’ın İmralı’ya giden HDP heyetiyle verdiği mesajları da önemli ve olumlu bulduklarını belirterek “Bunlar bizim de düşüncelerimiz” demişti.

Atalay, “Eğer yol haritası gerektiriyorsa yasal düzenlemeler de yapılacak, Meclis’e de gidilecek.
Çözüme mecburuz. Hayata, eve, siyasete dönüşler, bütün hepsi değerlendiriliyor” dedi. Bakan ve milletvekili çıkarmasına sahne olan çalıştayda Atalay, Abdullah Öcalan’ın İmralı’ya giden HDP heyetiyle verdiği mesajları da önemli ve olumlu bulduklarını belirterek “Bunlar bizim de düşüncelerimiz” dedi ve şu mesajları verdi:

DEVLETİ HESAPLAŞTIRDIK

“Biz aslında devleti, kurumları kendisiyle hesaplaştırdık. Geçmişiyle, geçmişte yaptıklarıyla yüzleştirdik. Yapılan yanlışlıklar, haksızlıklar, zulümler, yasaklar, korkular, tabular, endişeler, faili meçhuller, bütün olumsuzlukları tekrar gözler önüne serdik. Büyük sorunlar daima zor çözülür, inişler çıkışlar gösterir. Uluslararası aracılar kullanılmaması bile önemli sorun oldu ama biz büyük bir özgüven ve cesaretle yürütüyoruz.

“TÜRKİYE KARARINI VERDİ ÇÖZECEK”

Çalıştayda konuşan bakanlar şunları söyledi:

Efkan Ala (İçişleri Bakanı): Eski Türkiye’nin sistemi sorun çözmüyor, sorundan besleniyordu. Çünkü bu sistem düşman yoksa bile kendisine düşman üretmek üzere kodlanmıştır. Her kesimi ihtiyaç duyduğunda öteki, düşman olarak tanımlayıp üzerinden kendi varlığını idame ettirmiştir. Hepimiz bir yönümüzle bu sistemin mağduru olduk. Yeni Türkiye’yi inşa etmezsek sorunları çözemeyiz. Sistemi dönüştürücü irade ortaya konulunca bu düzen derhal süreci baltalamak için elinden geleni yaptı, çünkü biliyordu ki düzen değişirse mevkiler kaybedilecek. Bunu anlayışla karşılıyorum, onların işi bu. Ama bilmelidirler ki Türkiye karar verdi, kendi meselelerini kendisi çözecek. Eski sistemin en önemli besin kaynağı olan Kürt sorununda da insiyatif almaya, sonuçlandırmaya karar verdi. Taarruzlar başladı ama biz provokasyonlara değil, yapacaklarımıza odaklanmış durumdayız. Biz önümüze yol haritamızı koyuyor çalışıyoruz.

“TÜRK SORUNU YARATMAMAK LAZIM”

Mehdi Eker (Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanı): Kürt sorununu çözmeye çalışırken Türkiye’de bir de Türk sorunu yaratmamaya özen göstermek gerekir. Meseleyi anlamlı ve tarihsel kılan da bu, buna da dikkat edeceğiz. Kürt meselesini sadece bir soy bağına, etnik, genetik düzeye indirgersek yanlış yaparız. Bu bize Türkiye’nin daha önceden yaşadığı ve insanların da sonucundan çok mutlu olmadığı gelişmeleri çağrıştırıyor. Kemalizmin bir başka versiyonunu getirir akla, ona da dikkat etmek gerekir. Süreci zehirleme girişimlerine tanık oluyoruz. Yollar kesiliyor uyuşturucu ekildiği bilinen bölgede, zamanlaması da anlamlı. Bizler dağdakiler insin ovada siyaset yapsın isterken, çocukları dağa kaçırmak da süreci zehirleme teşebbüsüdür.

Bakanların mülayim açıklamalarının ardından Başbakan Erdoğan'ın siyasi başdanışmanı Yalçın Akdoğan da Apo'yu siyasi muhatab almanın zeminini atar nitelikte mesajlar verdi. Yalçın Akdoğan Milliyet'ten Serpil Çevikcan'ın sorularını yanıtladı. İşte o röportajdan bazı bölümler:

YALÇIN AKDAĞ: APO SÜRECİ MECLİS'TEKİ SİYASİLERDEN DAHA DOĞRU OKUYOR

Başbakan Tayyip Erdoğan'ın Siyasi Başdanışmanı Yalçın Akdoğan, “Öcalan'ın süreci diğerlerinden daha doğru okuduğunu düşünüyorum. Belki televizyon imkânı, birçok tartışma programı izlemesi rol oynamıştır. Suriye'de vesaire birçok ülkede farklı aşamalardan geçti. Onlarca yıldır bu işlerin içinde olduğu için farklı bir bakış açısı da vardır. Olayları okuma kabiliyeti ve tecrübesi vardır. Dikkat ederseniz onun verdiği mesajlar diğerlerinin verdiği mesajlara göre sürecin geleceğini daha çok düşünen bir hassasiyeti yansıtıyor” dedi.

“DEMİRTAŞ'IN 40 FIRIN EKMEK YEMESİ LAZIM”

BDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş'ın çözüm süreciyle ilgili söylemlerini de eleştiren Akdoğan, “Selahattin Demirtaş'ın çok tahrik edici açıklamaları var. Demirtaş başkan olduğunda bu bir şans olabilir diye bir köşe yazısı yazmıştım. Ama zaman içerisinde bunu boşa çıkardı. Biz tabi gençliğine verdik. Zamanla olgunlaşır dedik ama daha 40 fırın ekmek yemesi gerektiği anlaşılıyor” diye konuştu.

SORU-Çözüm sürecinin neresindeyiz? Çocukların dağa çıkarılması, yol kesme, askere ateş açılması gibi olaylar var.

Şu anki aşamayı şafak sökmek üzereyken ve bu mesele ciddi şekilde çözüm yoluna girmişken yaşanan lüzumsuz gerilim olayları olarak görüyorum.

“ÇOCUKLARIN KAÇIRILMASI KOZ OLARAK KULLANILIYOR”

SORU- Şafak sökmek üzereydi diyorsunuz?

Ben öyle görüyorum. Asayiş olayları süreci zehirliyor. Bu yüksek ateşle yaşamak gibi. Sabotaja da açık hale getiriyor. Yani örgütün özellikle Cumhurbaşkanlığı sürecinde bu tür hamleleri koz olarak kullanmak istediğini anlıyoruz. Ama bunlar fayda getirmez. Bu süreç örgütün dayatmalarıyla yürüyen bir süreç değil.

SORU- Cumhurbaşkanlığı seçimine giderken, bölgede yaşanan olayları sadece PKK'ya mı mal edeceğiz? Başka güçler var mı?

Harici faktörler müdahale etmediği sürece sürecin istikametinde devam edeceğini düşünüyorum. Gelgitler olabilir. Ama yaşanan asayiş olayları toplumdaki algıyı olumsuz etkiliyor. Devlete atfedilen olumsuzluklardan hiçbiri bugün var mı? Tarihe karıştı. Bugün yol kesen, haraç alan, çocukları dağa kaçıran PKK. Baskı, tehdit varsa bunu yapan PKK. Devlet demokratikleşti ama örgüt şiddet yöneliminden bir türlü vazgeçemiyor. Şu anda güvenlik güçleri burada büyük bir hassasiyetle meseleye yaklaşıyor. Onlar ise tam tersine halkı kalkan olarak kullanmaya çalışıyor, sivil kayıplar olsun diye uğraşıyorlar. Bu hassasiyeti zafiyet olarak görmek son derece yanlış olur. Devlet kararlıdır ve burada devletin sabrını da kimse test etmemelidir.

SORU- Diyarbakır'daki çalıştaya nasıl bir anlam yüklememiz gerekiyor?

Bu tip sorunların çözümünde algı yönetimi büyük önem taşıyor. Yaptığınızın iyi olması yetmiyor, iyi algılanması da önem taşıyor. Ben yaptım oldu ile çözülecek bir mesele değil. Hükümet kapalı kapılar ardında meseleyi kendi yol haritası ile çözüyor yaklaşımı doğru değil. Her olayda meseleyi tekrar masaya yatırmak gerekiyor. Mesela bu son yaşanan olaylar. Normalleşme yaşanıyordu. İnsanlar gidilemeyen dağlara çıkıyor, mezralarda piknik yapıyorlardı. Tamamen iklim değişmişken, birileri tekrar fırtına estirmeye çalışıyor.

“HDP, ÖCALAN'I DA BOŞA DÜŞÜRÜR”


SORU-İmralı'nın Kandil üzerindeki etkisinde mi bir problem yaşanıyor?

HDP'nin rolünü önemsiyoruz ama HDP'lilerin çok tahrik edici mesajlar verdiklerini görüyoruz. Bu HDP'yi anlamsızlaştırır, Öcalan'ı da boşa düşürür. Bunun sorumluluğunu müdrik olarak hareket etmeleri gerekiyor. Başbakanımıza, hükümete dönük hakaretvari açıklamalar var. Öcalan'ın kendi geleceği ile ilgili gündeme getirdiği bir konu var mı? Ama siz şehir merkezlerinde 'Öcalan'a özgürlük' diye standlar açıp eylemler yapıyorsunuz.

SORU- Anladığımız kadarı ile bir yasal altyapı çalışması yürütülüyor.

Bu tür süreçlerin muhtevası, içeriği medya önünde, magazinleştirilerek konuşulmaz. Elbette hükümet kendi mutfak çalışmalarını yapmaktadır. Basındaki senaryoların hiçbirinde gerçeklik payı yok. Toplum, Erdoğan'a güveniyor. Sürecin itici gücü bu güvendir. Başbakanımız bunu boşa çıkarmaz.

SORU- Örneğin Terörle Mücadele Kanunu (TMK) ile ilgili bir çalışma yapılmıyor mu?

Muhteva ile ilgili bir şey söyleyemem. Yasal bir düzenleme yapılacaksa zaten gizli Kapaklı yapılacak hali yok. Meclis'e gelecektir.

SORU- Peki, bu çalışmanın vadesi nedir?

Meclis muhtemelen 1 Temmuz'da kapanacak. Kapanana kadar bütün adımlar atılacak gibi bir beklenti oluşturulması gerçekçi değil. Bu uzun soluklu bir süreç.

SORU- Etkin pişmanlık veya benzeri bir düzenleme?..

Mevcut yasa kapsamında zaten her hafta birileri gelip teslim oluyor. Ama yasanın kapsamı ne olmalıdır, biraz daha genişletilebilir mi o da tartışılan bir konu. 'Şu olacak' demek ya da böyle bir af beklentisi oluşturmak doğru şeyler değil. Çünkü hem toplumsal tepkiye sebep oluyor hem de insanlara gereksiz bir umut aşılamak anlamına gelir.
Demirtaş olgunlaşır dedik ama daha 40 fırın ekmek yemesi gerek

SORU- Silahların bırakılması aşaması içinde miyiz?

Çözüm deniliyorsa, bunun da bir şekilde halledilmesi gerekiyor. Ama öncelikli olan silah bırakma fikrinin oluşmasıdır. Silah devri geçti, demokratik siyasetle sorun çözülüyor diyorsanız, insanları dağa götürmenizin bir anlamı olmaz. Şehir merkezlerinde eli silahlı insanlarla yol kesmenin anlamı yoktur. Örgüt samimi ise göstermesi gerekir. Eylemsizlik içerisine bu tür şiddet, asayiş olaylarının da girmesi gerekir. Eylemsizlik kapsamında bu olaylara tamamen son verilmesi gerekir.

SORU-HDP'nin sürece intibak edemediğini mi düşünüyorsunuz?

Bu önemli bir konu. Özellikle Selahattin Demirtaş'ın çok tahrik edici açıklamaları var. Demirtaş başkan olduğunda bu bir şans olabilir diye bir köşe yazısı yazmıştım. Ama zaman içerisinde bunu boşa çıkardı. Biz tabi gençliğine verdik. Zamanla olgunlaşır dedik ama daha 40 fırın ekmek yemesi gerektiği anlaşılıyor. Sözü sürekli tahrik edici olursa o zaman anlamsızlaşmaya başlar. Ve üstleneceği misyon da zayıflar. Sözün ağırlığı ortadan kalkarsa ciddiye alınmamaya başlar. Diyarbakır'da yerel siyaset yapan, ülke gerçeklerini gözardı eden bir kişi gibi konuşursanız kuşatıcı bir genel başkan gibi davranamazsınız. Şu an süreci sabote etmek için çırpınan, sağa sola saldıran bir adam görüntüsü veriyor.

SORU-İmralı heyetinde Sırrı Süreyya Önder'ın 'siyasi heyetlerle görüşmeler yürütülüyor' sözü çok tartışma yarattı.

Beşir Bey, İçişleri Bakanı ve Adalet Bakanı ile zaten görüşüyorlar. Bizim de sürekli görüşmelerimiz olmuştur. Diyalog kanalları açık. Herkes herkesle görüşüyor. HDP'lileri öcü gibi görmenin bir anlamı yok. Ancak bu ağırlığı taşımaları lazım. Tahrik edici açıklamalar yıkıcı etki yapıyor.

SORU-Farklı yapıların bu fırtınada bir yeri var mı?

Somut verilerle konuşmak lazım. Ama çözüm sürecinden rahatsız olan birçok odak olduğunu da biliyoruz. Kimse Kürtleri kendi tapulu malı olarak görmesin. Herkes Kürtlere saygı göstermeyi öğrenmeli. BDP de HDP de, uzantıları da bunu öğrenecektir. Oy vermeyen Kürtü ajan, hain ilan edeceksin, eylem yapana satılmış diyeceksin. Bu saygısızlığı Kürtlere kimse yapamaz. Halkı örgütsel amaçları için kurban edilebilir görenler mutlak surette milletin tokadını yerler.

SORU-Cumhurbaşkanlığı seçimine giderken bu tip olayların daha çok artma olasılığı var mı?

Bu süreci kimsenin başka amaçlara alet edip de dayatma vesilesi olarak görmemesi gerekir. Biz bugüne kadar hiçbir dayatmaya eyvallah etmedik. Bu tür dayatmalarla yol yürümeyiz.

SORU- Hasta hükümlüler konusu BDP'liler tarafından çok dile getiriliyor?

Hükümet buna olumsuz bakmıyor. Hukuki prosedürlerine uygun hareket edildiği sürece insanı duyarlılık göstermek gerekir.

“ÖCALAN DAHA DOĞRU OKUYOR”

SORU-İmralı ile diyalog sağlıklı gidiyor mu?

Ben Öcalan'ın süreci diğerlerinden daha doğru okuduğunu düşünüyorum. Belki televizyon imkânı, birçok tartışma programı izlemesi rol oynamıştır. Suriye'de vesaire birçok ülkede farklı aşamalardan geçti. Onlarca yıldır bu işlerin içinde olduğu için farklı bir bakış açısı da vardır. Olayları okuma kabiliyeti ve tecrübesi vardır. Dikkat ederseniz onun verdiği mesajlar diğerlerinin verdiği mesajlara göre sürecin geleceğini daha çok düşünen bir hassasiyeti yansıtıyor.

Click to comment

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir