Connect with us

Güncel

Cemaat kamu görevlilerini fişliyor

Published

on

Ergenekon ve Balyoz soruşturmalarında devlete sızan, kozmik odalara giren “Paralel Yapı”nın dizmece delillerle binlerce kamu görevlisini, askeri ve gazeteciyi yıllarca hapishaneye attırdığı günlerde ağzını açmayan, cellatlığa soyunan Fethullah Gülen Cemaati, şimdi benzer tezgahın kendisini vurmasından korkuyor. Bu tür tezgahları çok iyi bilen Fethullah Gülen Cemaati, cemaatin medyadaki amiral gemisi Zaman gazetesinin Genel Yayın Müdürü Ekrem Dumanlı'nın kaleminden şimdi AKP'nin güdümündeki kamu görevlilerini tehdit etti. Ekrem Dumanlı, cemaate karşı sahte delillerle düzenlenecek olası bir operasyona karşı şimdiden kamu görevlilerinin fişlendiğini açıkça ilan etti. Ekrem Dumanlı, konjonktürü kullanarak Cemmati hedef alacak kamu görevlilerini çok açık ve net bir şekilde tehdit etti.

Ekrem Dumanlı, dünkü “Cemaat’e tuzak’ nerede, kimler tarafından kuruluyor?” başlıklı yazısında şunları dile getirdi:

“Eski İçişleri Bakanı İdris Naim Şahin, Meclis gündemine çok hayati bir konuyu taşıdı. Uzun seneler Başbakan Erdoğan ile kader ve mesai arkadaşlığı yapmış, daha sonra “Erdoğan’ın etrafında dar ve oligarşik bir çete olduğu” iddiasıyla partisinden istifa etmiş Şahin’e ulaşan belge ve bilgilere göre devlet gücünü elinde tutanlar yeni bir tuzak peşinde. Fethullah Gülen Hocaefendi ve onu seven kişilerle ilgili akla fikre gelmedik şer planlar yapılıyor, kumpaslar kuruluyor ve masum bir kitle silahlı örgüt kapsamına alınmak isteniyor. İdris Naim Bey, meş’um planla ilgili çok ayrıntılı bilgiler veriyor ve şimdiki İçişleri Bakanı Efkan Ala’dan resmi cevap bekliyor.

Vakıa; Efkan Bey’in cevap vermeye mecbur olduğu o kadar çok konu var ki! Daha makam koltuğuna oturur oturmaz en üst perdeden iddia ettiği “2 milyar dolar” lafının belgesini gösteremedi. Üstelik devletin ilgili bakanları Ala’yı kesin bir dille tekzip etti. Daha sonra Bakan Bey’i sürgün ettiği polislerle, kapıları kırdırarak gözaltına aldırmak istediği gazetecilerle, odasından yaka paça uzaklaştırmak istediği savcılarla tanıdık. Umarım Bakan Bey, daha önce yapmadığı bir şeyi ifa eder ve selefinin soru önergesine net cevap verir. Ve herkes anlar ki “kumpas” edebiyatı yaparak kendi fırıldaklarını başkasının üzerine yıkmaya kalkışanlar, bugün başka bir ‘kumpas’ senaryosunun peşinde.

Nereden mi biliyorum? Basit. Emniyet ve Adliye içinde Cemaat’e karşı kanunsuz çalışmaları yapanların neredeyse tamamı isim isim biliniyor, konuşuluyor; hatta bir kısmı yazılıp çiziliyor. Emniyet İstihbarat Daire’de, adliye koridorlarında “Cemaat” ile ilgili delil üretildiğine; hatta hangi emniyet amirleri ve savcılarla birlikte operasyon yapılmak istendiğine dair çok güçlü deliller bulunmakta. En tepeden kimin talimat verdiğinden kimlerin makam mevki için seferber olduğuna kadar pek çok hususta suç işlendiği ve bu suçların ileride yargılama sebebi olacak kadar evraka yansıdığı biliniyor.

İŞTE FİŞLEMENİN İTİRAFI

Bugünkü anormal şartların ‘ila yevmil kıyame’ devam etmeyeceği aşikâr. Özellikle KOM’da yapılan çalışmaların kanunsuzluğu dilden dile dolaşıyor. “Cemaat’i bitirmek için kurulan kozmik oda” bilinmiyor mu sanıyorsunuz? Ayağa düşmüş bilgilerin medyaya sızmaması, tarihe mal olmaması, uzun süre gizli kalması düşünülebilir mi? TEM, Emniyet İstihbarat, MİT gibi birimlerin el ele vererek hak hukuk tanımaksızın bir hedefe yürümesi ve delil üretilerek kanunsuz işlem yapılması gizli kalabilir mi? Sanmam. Görmüyor musunuz; 12 Eylül darbesini yapan o muktedir ve müstebitler dahi 34 sene sonra adaletin karşısına çıkarıldı. Kanunsuz iş yapan hiçbir fert (makamı ne olursa olsun) yakasını kurtaramaz.

KİM BU KONUYA VAKIF KİŞİLER?

Siyasetten güdümlü, “cadı avına soyunan devlet memurları şayet kanunsuz emirleri yerine getirmek için hukuk dışı işlere soyunuyorlarsa bilmeli ki yaptığı her icraat hukuka saygısı olan ve konuya vâkıf kişilerce ayrıntılı bir şekilde not ediliyor. Delilsiz ve mesnetsiz suçlu ilan edilen kişiler, kendilerine yapılan haksızlığı asla unutmayacak ve sonuna kadar hukuk mücadelesi verecek. Adliye’de durum biraz daha farklı. Kendini “Hakyolcu” diye tanıtan bazı savcıların, Hizmet’e karşı yürüttüğü kanunsuz planlar gizli mi kalacak?

Hiç kimsenin kanunları ayaklar altına almaya hakkı yok. Konjonktür gereği hukuksuzluğu tercih edenler, eninde sonunda hukuk karşısında hesap verir. Kanun adamı olup da kanunları ihlal etmek kadar feci bir suç düşünülemez. Keşke insanlar, suçlu bulma yerine suç uydurarak kendi kendine sabıka dosyası oluşturmasa…”

Click to comment

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir