DÜNYA
Paris celladının ağabeyi ne dedi?
Muhammed Abdeslam'ın kardeşi Brahim Abdeslam, 13 Kasım saldırılarında bir kafenin önünde intihar saldırısı düzenlemişti. Muhammed'in diğer kardeşi Salah ise saldırılarla ilişkili olduğu şüphesiyle hala aranıyor.
RTBF kanalına konuşan Muhammed Abdeslam, kardeşlerinin davranışlarında şüphelenilecek bir durum olmadığını ifade etti.
RTBF'de çalışan gazeteci: Günaydın Muhammed Abdeslam. Tüm dünya medyası sizinle röportaj yapmak istiyor… Neden düşüncelerinizi dile getirmek istiyorsunuz?
Abdeslam: İnsanların, Abdeslam ailesinin televizyonlarda görülenden daha farklı olduğunu anlamaları için basın karşısında kendimi ifade etmek istedim. Kardeşlerim bizim tüm aileyi temsil etmiyor.
Gazeteci: İki kardeşinizi en son ne zaman gördünüz?
Abdeslam: Kardeşlerimi ayrılmalarından çok kısa bir süre önce gördüm.
Gazeteci: Kaç gün önce?
Abdeslam: Birkaç gün önce, ayrılmalarından iki ya da üç gün önce.
Gazeteci: Herhangi bir işaret var mıydı? Yoksa hiçbir şey yok muydu?
Abdeslam: Hayır, hiçbir işaret yoktu, veda yoktu, 'Hoşça kal' yoktu. O kadar.
Gazeteci: 14 Kasım Cumartesi günü gözaltına alındınız, sorgulandınız, 36 saat gözaltında kaldınız. Hâkim herhangi bir suçlama yapılmadan sizi serbest bıraktı. Hiçbir şey bilmediğinizi söylediğinizde size inandılar. Hiçbir şey görmediğinizi veya bilmediğinizi söylediğinizde buna inanmanın çok zor olduğunu anlayabiliyor musunuz?
Abdeslam: Serbest bırakılmam hâkimin bana inanmasının dışında yalnızca benim ifadelerimle ilgili değildi. Saldırılar sırasında Paris'te olmadığımı kanıtlayacak şeyler gösterebildim. Cep telefonumu ve bazı şifreli objeleri verdim. Saklayacak bir şeyim yoktu ve sanırım hâkim de beni buna dayanarak serbest bıraktı.
Gazeteci: Kardeşlerinize yakın mıydınız? Sizinle konuşurlar mıydı?
Abdeslam: Evet tabi ki kardeşlerimle yakındım. Onlarla yaşıyordum. Kardeşler arası olan standart muhabbetlerimiz vardı.
Gazeteci: Ve hiç böyle bir şeyin olacağını öngöremediniz. Hiçbir şüpheniz yoktu. Bana altı ay önce çok küçük değişiklikler olduğunu söylemiştiniz.
Abdeslam: Evet, küçük değişiklikler oldu tabi. Ama bu değişim beni veya ailemi kaygılandıracak bir değişim değildi. Kardeşlerinizin namaz kılmaya başlaması radikalleştikleri anlamına gelmez. Kardeşlerinizin size alkol kullanmayı bıraktıklarını söylemesi de radikal bir değişim değildi. Bize göre onlar yalnızca biraz sakinleşip dini ibadetlerine daha fazla saygı göstermek istedi.
Gazeteci: Ama açıkça radikalleşmişler.
Abdeslam: Radikalleştiler… Ben kişisel olarak bu ifadeyi kullanmazdım. Bugünlerde birçok genç kolayca etki altına girebilir. Ben kardeşlerimin kesinlikle radikalleşmediğine inanıyorum. Bu yüzden hiçbir şey fark etmedik. Kardeşlerimin daha ziyade manipüle edildiklerini hissediyorum.
Gazeteci: Salah Abdeslam Belçika güvenliği tarafından izleniyordu, Brahim büyük ihtimalle Suriye'ye gitmeye çalıştı. Bunların farkında değil miydiniz?
Abdeslam: Salah Belçika güvenliği tarafından izleniyordu fakat biz bunu bilmiyorduk. Brahim'in Suriye'ye gitmeye çalıştığını da bilmiyorduk. Polis tarafından bu konuyla ilgili sorgulanmış ama bize polise ne söylediğiyle ilgili hiç bilgi verilmedi.
Gazeteci: Brahim öldü. Paris'te bir kafede kendisini patlattı. Salah radardan kaybolmuştu ve soruşturmayı yürütenler, Salah'ın bir şey yapmadan önce son dakikada fikrini değiştirip değiştirmediğini sorguluyordu. Hiç kimseyi öldürmemiş olmasını umuyor musunuz?
Abdeslam: Bu benim umudumdan çok inandığım şey. Salah çok akıllı biri. Ben, Salah'ın son dakikada geri dönmeye karar verdiğini düşünüyorum. Belki de beklemediği bir şey gördü veya duydu. Ve planın sürdürülmesini görmek istemedi. Bugün bu soruşturmanın son verilerine dair bilgi sahibi olmadığımızı hatırlatmam gerekir. Salah'ın birini öldürüp öldürmediğini, saldırı yerlerinde olup olmadığını henüz bilmiyoruz.
Gazeteci: Ona teslim olması çağrısında bulundunuz. O da en azından şimdiye kadar teslim olmadı. Ona bugün ne demek isterdiniz?
Abdeslam: Ona, korkmadığımızı söylemek isterim. Basın karşısında da bu yüzden kendimi ifade ediyorum. Salah'ın teslim olmasını istiyoruz.
Gazeteci: Kaybedecek neyi var? Neden teslim olsun?
Abdeslam: Öncelikle beklediğimiz cevapları vermeli. Biz, onun kendi ailesinin, kurbanların ailelerinin ve bizi izleyen herkesin ailelerinin beklediği cevaplar. Salah'ı bir mezarlıktan çok bir hapishanede görmek isteriz.
Gazeteci: Bundan sonra nasıl yaşayacaksınız? Her zaman “Onların ağabeyi” olarak anılacaksınız.
Abdeslam: Evet kesinlikle öyle. Ben her zaman 'onların ağabeyi' olacağım. Umarım bu kara hikâye sakinleşir. Gazeteciler röportaj yapmak ve bilgi almak için hemen hemen her gün kapı zilimizi çalıyor. Çok ağır, çok yorucu. Ben her zaman 'onların ağabeyi' olacağım evet, ama umarım insanlar benim yalnızca 'onların ağabeyi' olmadığımı, ailemizin de 'onların ailesi' olmadığını, bunların ötesinde saygın ve farklı olduğumuzu anlarlar.
BBC Türkçe