Connect with us

GÜNDEM

Başbakan’dan gündeme ilişkin önemli açıklamalar

Published

on

Başbakan Binali Yıldırım, canlı yayında gazetecilerin sorularını yanıtladı. “AB ülkelerini zehirleyen iki örgüt var, biri PKK diğeri FETÖ.” diyen Yıldırım, AB ile ilişkilerin kopması Türkiye’ye zarar verir kabul ediyorum ama Avrupa’ya 3 misli, 5 misli zarar verir. Türkiye olmasa mülteciler Avrupa’yı istila edecekler, Avrupa bunu görmeli.” diye konuştu. Yıldırım, “2007’de tarihi bir hata yaptık. Ana muhalefet partisi ve çok bilmiş hukukçuları telkini ile değişiklik yapıldı. Yanlışları düzelten bir milletimiz var. Millet doğrudan cumhurbaşkanını seçti 1982’de cumhurbaşkanını geniş yetkileri var.” dedi.
Başbakan Binali Yıldırım, TRT Haber ve Spor Yayınları Dairesi Başkanı Yaşar Taşkın Koç’un moderatörlüğünde, Sabah Gazetesi Ankara Temsilcisi Okan Müderrisoğlu ve Hürriyet Gazetesi yazarı Vahap Munyar’ın gündeme ilişkin sorularını cevapladı
Başbakan Yıldırım, Suriye’deki hava saldırısında üç askerin şehit edilmesine ilişkin, “Konuyla ilgili Genelkurmay Başkanlığımızın muhataplarıyla gerekli askeri temasları devam ediyor. Nereden kaynaklandı, nasıl kaynaklandı, tekrarı olmaması konusunda da en kesin ve net şekilde uyarılar yapıldı muhataplara.” dedi..
İşte Yıldırım’ın açıklamalarından satırbaşları:
 
EL-BAB’DAKİ TÜRK ASKERİNE SALDIRI
El Bab kuşatımış durumda. Hava saldırısında 3 askerimiz şehit oldu. Genelkurmay Başkanlığımız askeri temasları sürdürüyor. Tekrarı olmaması için uyarılar yapıldı.
Yaşanan olay bizim hedeflerimizden vazgeçirecek değildir. Münbiç ve Affin bölgesinde hareket edip bölgeyi birleştirme amaçlarının önünde geçeceğiz.
Suriye’nin toprak bütünlüğüne karşı koyacak bir durum yok. Bir yönetim boşluğu var. Bunun en büyük zararı bize oluyor. Tedbir almak zorundayız.
Güney sınırlarımızdaki geçişleri durdurmak istiyoruz. Zaman zaman gündeme getirilen Halep girme durumu söyleniyor. Altını çizerek söylüyorum Halep’e girme gibi bir hedefimiz yok.”
 
AP’NİN KARARI
Başkalarının ayar vermeye kalkışması, yönlendirmelerle, talimatlarla hizaya getirmek bizim karakterimize uygun bir şey değil. Biz kendi kararını kendisi veren, en büyük dayanağı milleti olan geleneğimizde hep özgürlüğümüzü, istiklalimizi, canımız kadar önemli bilmişiz.
Vesayet altına girmeden 16 devlet değiştirerek bu günlere gelmişiz. Bu hassasiyetimizin herkes tarafından görülmesi lazım. AB’de yaşanan gelişmeler Türkiye’deki gerçek durumu yansıtmıyor.
AB’deki ülkeleri zehirleyen iki örgüt var. Biri PKK, diğeri de FETÖ. Bunlar amansız şekilde Avrupa’dan Türkiye’yi kötülemek için kampanya yürütüyorlar.
Hele hele FETÖ’cüler, müslümanlardan topladıkları paraları oluk oluk buradaki lobi şirketlerine aktarıyorlar.”
ŞANGAY 5’LİSİ AB’NİN ALTERNATİFİ DEĞİL
AB ülkelerini zehirleyen iki örgüt var, biri PKK diğeri FETÖ. AB ile ilişkilerin kopması Türkiye’ye zarar verir kabul ediyorum ama Avrupa’ya 3 misli, 5 misli zarar verir. Türkiye olmasa mülteciler Avrupa’yı istila edecekler, Avrupa bunu görmeli.
Şangay Beşliisne gelince bu AB’nin alternatifi olarak görülmemeli. Türkiye’nin jeopolitik konumu nedeniyle diğer ülkelerle de ilişkilerimizi geliştirmemiz gerekiyor. Dolayısıyla dünyanın gidişatına bakmamız lazım Çin, Hindistan, Pakistan gerçeği var. Bu ülkeler hızla büyüor. Avrupa şuan durgun bir durumda. Bu bakımdan bizim doğu ile ilişkilerimizi geliştirmemiz gayet doğaldır. Bu bir tehdit değil. İlişkilerimizi hem siyasi hem de ekonomik olarak geliştirmemiz gerekiyor. AB olmazsa Şangay olur diye bir tercih içinde değiliz.”
 
MERKEZ BANKASININ FAİZLERİ ARTTIRMASI
Çok aceleci bir karar olarak görüyorum. Türkiye bu şokları daha önce de yaşadı. Biz bunu 2008, 2009 krizlerinde de yaaşdık atlattık. 2023’te Gezi ile başlayan süreci de atlattık. Çok uzağa gitmeye lüzum yok. Darbe taşebbüsünde faiz zirve yapmıştı. İçerde dışarda savaş veriyoruz. FETÖ’ye karşı amansız bir savaş veriyoruz. Bütün bu şartlar üst üste geldiğinde başka bir ülke olsa darmadağın olurdu.
Amerikadaki seçimlerde Trump’ın başa gelmesi dünyadaki bütün dengeleri bozdu. Dışarıdaki Amerikan parasını içeri alacağım, mültecileri göndereceğim, Aemirkanın iç ve dış düzenini değiştireceğim dedi. Bu beyanlar Amerikan dolarının karşsıında diğer ülkelerinin parasının değer kaybetmesine neden oldu. Biz değer kaybeden ikinci ülkeyiz. Son zamanlarda başka ülkelerde olmayıp bizde meydana gelen olaylardır bunların sebebi.
Bütün dünyadaki uzmanlar yeni başkanın göreve başladığı döneme kadar bir buçuk aya kadar bu tip dalgalanmalar olacak. Buna benzer fırtınaların sınavını verdik bunu da atlatacağız.
Tahminlerimiz vardı. Biz artrımadan ‘başka araçlarla bu iş yapılabilir mi’ diye düşündük ama artırma karaını merkez kendi verdi. Merkez bir karar aldı bunu uyguluyor. İhraçcatçılara merkez döviz veriyor. Onların da bu dövizi geri vermesi gerekiyor.
 
DEVLET SÖZLEŞMELERİNİ TÜRK LİRASI İLE YAPACAK
Yaklaşık 5 milyar doları bulan devletin yaptığı sözleşmeler var. Satış, taahüt sözleşmeleri. Alacağı dolar olarak öngeren anlaşamalar var. Bunun Türk parası ile yapılmasını öngörüyoruz. ‘Piyasadaki döviz dalgalanmalarına katkı sağlama bize Türk parası olarak öde’ diyoruz. Sermayeye bir kısıtlama yok. Bu alçakça bir dedikodu. Bunu kasıtlı olarak yayıyorlar.
 
“FAİZ ARTIRILMASINI DOĞRU BULMUYORUZ”
Kısacası bu günler gelip geçecek. Bu tip dalgalı denizlerde şuan dikkat etmeliyiz: Dalgaya denize karşı müzdeleye girerseniz yenilirsiniz. Ayakta kalmaya çalışacaksınız. Biz tedbirlerimizi alıyoruz.
Her şey planlandığı gibi gidecektir. Dalgalanmadan durulma olmaz. Önemli olan dümen tutturmaktır. Milletimiz rahat olsun. Tedbirler alıyoruz. Gece gündüz kafa yoruyoruz. Panik havası oluşmasın. vatandaşlarımız normal yaşantısını devam ettirsin. Merkez Bankası her canı istediği zama toplanmıyor. Demek ki konuştular ve böyle bir sinyalin artırılacağını doğru buldular. Biz faiz artırılmasını doğru bulmuyoruz.”
 
“4,5 VE ÜZERİNDE BÜYÜME OLMASI LAZIM”
“Üçüncü çeyrek büyüme tahminleri düşündüğümüzn çok altında yıllık büyümeye olumsuz bir katkısı oluyor. 3 civarındaki büyüme oranı bizi tatmin edecek bir rakam değil. Mutlaka 4 buçuk ve üzerinde olması lazım. Bizi kesmez bu rakam. Biz aslında daha çok hedeflemiştik ama 14 yılda 3 farklı kriz yaşadık.
15 Temmuzun ekomoik maliyeti henüz daha çıkmadı. Bu yıllar sonra anlaşılacak.
Darbenin verdiği maddi manevi zararları hesap edersek ülkemize çok ciddi maliyetleri oldu. OHAL ilan etmek zorunda kaldık. Her ne kadar bunun iş alemine ve yaşama etkisi yok. SP ve Moody’s’in verdiği notlar ve Amerikan seçimleri de olunca dalgalanma arttı. FETÖ, ‘Acaba ekonomiyi, algıyı nasıl bozarız, yabancıların kanaatlerini nasıl değiştiririz’ diye müthiş bir operasyon yapıyorlar. Parayı nerden aldılar? Garibanlardan, öğretmenlerden, vatandaşlardan aldılar. Şimdi bu paralar Türkiye’nin itibarını kötüleştirmek için aymaz bir şekilde kullanılıyor.
 
“İLK GÜNLERDE YANLIŞ UYGULAMALAR OLDU, HATALARIMIZDAN ÖĞRENİYORUZ”
Biz ilk günlerde kayyum kararını mahkemeler veriyordu. Bütün şirketin eli kolu bağlanıyordu. Biz dedik ki şirket çalışmaya devam etsin. Buraya atanan kayyumların neye göre atandığı belli değildi. KHK ile TMSF kayyum olarak atandı. TMSF bu işin ehli. Zor durumda olan şriketleri ihya eden bir kuruluşumuz. İlk günlerde yanlış uygulamalar oldu. Hatalarımızdan öğreniyoruz. Görünce hataları düzeltiyoruz. Duyarsız değiliz. Ne kadar titiz olursak olalım OHAL algısı yurtdışında etkili oluyor. İlk günlerde hiç kimse konuşmuyordu. Biz sitem ettikçe hepsi akın akın geldi ve dinledi. Sonra siz haklsınız biz mahcubuz dediler.
 
TÜRK PARASI İLE İLGİLİ ÇALIŞMA
Hesabı en kötüye göre yapmak. Bu krizin neresindeyiz. Büyüyecek mi sakinleşecek mi tahmin etmek zor. Ocaktan ititbaren daha öngörülebilir olacak. Sözleşmeleri devlet Türk parası ile yapacak bu yönde bir irade koaycağız. Yabancılar için değil vatandaşlarımız için geçerli bu durum. Vatandaşlarımız ticareti milli para ile yapsın. Bu bir çağrıdır. Kendi paramıza hakettiği değeri biz vermelilyiz.
Türk parasına dönmek sadece değer kazandırmayacak. Gelişen ekonomide kriz yönetmenin başarısı zaman yönetmekten geçer. İş işten geçtikten sonra tedbir almak hasarı büyütür. Kamu olarak yapacağımız işlerde böyle düşünüyoruz istisnalar olabilir. Genel anlamda Türk parası ile yapılacak bir çok satış işi var. Dolayısı ile bu konularda genel yaklaşımımız budur.
 
FETÖ ŞİRKETLERİNİN ÖDEMELERİ YAPMAMASI
Örgütün tespitinde çok zorlanıyorlar. Çünkü şeffaf değil. Kayıt dışı bir örgüt. Yan yana duruyorsunuz adam örgütün ta göbeğinde. Bu nedenle zaman kaybı oluyor. Tecrübe kazandıkça bu uygulamaları geliştiriyoruz. Sorumluluk duygusu ile hareket ediyoruz.
 
“2007’DE TARİHİ BİR HATA YAPTIK”
Bir kere öngörülemezlik ekonominin en büyük düşmanıdır. Belirsizliğin ortadan kaldırılması gerek. Rejim değişikliği meselesi yok. Yönetim sistemimize baktığımız zaman her ne kadatr parlamenter sistem ile idare ediyoruz. Getirmek istediğimiz sistem yeni bir yönerim sistemi değil yabancısı değiliz.
2007’de tarihi bir hata yaptık. Ana muhalefet partisi ve çok bilmiş hukukçuları telkini ile değişiklik yapıldı. Yanlışları düzelten bir milletimiz var. Millet doğrudan cumhurbaşkanını seçti 1982’de cumhurbaşkanını geniş yetkileri var.
Bu yetkiler başkanlık sistemini de içine alan bir sistem var. MHP bu şekilde devame demeyeceğimzi gördü. Bahçeli “Her ne kadar parlamenter sistemi sürdüyorsak da böyle devame etmesi mümkün değil diyerek harekete geçti.
 
CHP İLE İLİŞKİLER
CHP’den farklı sesler geliyor. Kemal Bey zinhar karşıyız diyor. Başkanlığı getirecekseniz kapının deliğini bile kapatırız diyor. Ama anlatırız desteklemek istemiyorlarsa bilgi veiririz. Konuşmaya açığız konuşarak her şeyi halledebilriliz.
CHP’de son zamanlarda gariplikler var. 15 Temmuzun olmadığı gibi düşüncelere kapıldı. HDP ile biraraya gelme, sokak hareketleriniz teşvik etme gibi şeyler yaptılar. Direnmek sokağa inmek gibi kargaşalar çıkarmaya gerek yok. Demokrasiyi içselleştirmemişler. Peki parlamenter sistem mi istiyorsunuz siz de teklifinizi getirin milletin önüne koyalım dedik.
Dönüp dolaşıp iş şuraya geliyor. Millet iradesine teslim olmama. Milleti yormasak bu işleri halletsek iyi olur ama yapamıyoruz. Ana muhalefet partisinin bu sorumlulukları bilerek hareket etmesi lazım. Gidersiniz miting yaparsınız ama şiddete dönüşebilir. Kartal’da PKK’ya destek verdiklerini gördük.
 
 
EMEKLİ PROMOSYONU
Emekli promosyonunda Çalışma Bakanlığı konuyu bana atıyor. Emeklilerin beklentisini çok yükselltiler. Yıl sonuna kadar bir esasa bağlayacağız.
ASGARİ ÜCRET
Asgari ücretin bin 300 lira olması ile birlikte işverenlerin yükü arttı. O kadar fazla reform düzeyinde düzenleme yaptık ki bunlara sıra gelmedi. Zorunlu emeklilik, kısmi zamanlı çalışma, KOBİ’lerin kredi alması, varlık barışı, Doğu ve Güneydoğu cazibe merkezleri gibi daha niceleri.