Connect with us

DÜNYA

Trump: Benim senaryom, Erdoğan: Oyunun arkasında kim var tespit edemedik!

Published

on

AKP’nin iktidara geldiği günden itibaren kendisinin “BOP Eş Başkanı” olduğunu ilan eden, fakat iç politikada muhalefetin çok üstüne gelmesi üzerine “Bu projenin zaten ölü doğduğunu” ifade eden Recep Tayyip Erdoğan, Davos’daki “One Minute” çıkışından buyana uluslararası politikada Orta Doğu’nun “Öfkeli Adamı” olarak tanınıyor. Davos’taki o çıkıştan başlayarak Türkiye, Orta Doğu’da ve Avrupa’da hızla yalnızlığa itildi. Son ziyaretinde Kabe’nin kapılarını Erdoğan’a açan Suudi Arabistan, Başkan Trump’ın ziyaretinde ise tüm Orta Doğu’nun anahtarını ABD’ye teslim etti. Düne kadar Suudi Arabistan ve Katar liderleri ile arasından su sızmadığı izlenimini veren Erdoğan, Trump’ın Orta Doğu gezisinden hemen sonra kendini tam anlamı ile bir girdabın ortasında buldu.

Başkan seçildikten sonra ilk yurt dışı ziyaretini İslam Dünyası’nın merkezi Suudi Arabistan’a, sonra Musevi dünyasının merkezi İsrail’e ve hemen ardından Katolik dünyasının merkezi Vatikan’a gerçekleştiren Trump, Körfez Ülkelerinin “Bir sabah ansızın” Katar’a kapılarını kapatması üzerine, “SENARYONUN SAHİBİ BENİM” açıklamasını yaptı.

Trump, Twitter hesabından Katar krizinde işaret fişeğini kendisinin ateşlediğini ilan ederken Cumhurbaşkanı Erdoğan da Ankara’da tam karşısı cephede yer aldığını ilan etmesine rağmen garip bir şekilde “Oyunun arkasında kim var henüz tespit edemedik” gibi bir ifade kullandı.

Trump Katar’la tüm ilişkilerini donduran Arap ülkelerini desteklerken Erdoğan da yaşanmakta olan krizde açıkça Katar’ın yanında olduğunu ilan etti.

TRUMP  TWİTTER’DAN AÇIKLADI

ABD Başkanı Donald Trump da Twitter’dan konuyla ilgili kritik paylaşımlarda bulundu. 20-21 Mayıs’taki Riyad ziyaretini kastederek, “Ortadoğu’ya son ziyaretimde ben, radikal ideolojiye artık finansman desteğinin olamayacağını söyledim. Liderler Katar’ı işaret etti – bakın!” dedi. Tweetlerine devam eden ABD Başkanı, “Kral ve 50 ülkeyle Suudi Arabistan ziyareti daha şimdiden işe yaradı. Onlar, aşırıcılığın finansmanına karşı sert tutum alacaklarını söyledi ve tüm referanslar Katar’a işaret ediyordu. Belki de bu, terörizm dehşetinin sonunun başlangıcı olacaktır!” dedi.

 

FİDYE İDDİASI

İngiliz Financial Times (FT) gazetesi, Körfez ülkelerinin Katar’la tüm ilişkileri kesmesine neden olan olayın nisan ayında Doha yönetimi tarafından El Kaide bağlantılı eski adı Nusra Cephesi olan “Tahrir el Şam” örgütü ile İran destekli Şii milislere yapılan toplam 1 milyar dolarlık fidye ödemesi olduğunu yazdı.
Suudi Arabistan, Mısır, Birleşik Arap Emirlikleri (BAE), Yemen, Bahreyn, Maldivler ve Libya’daki Tobruk yönetiminin “terörizmi desteklediği ve İran’a yakın tutum sergilediği” gerekçesiyle tüm diplomatik ilişkileri kesmesinin yankıları sürüyor.

AFP’NİN İDDİASI: TECRİT OPERASYONUNUN ARKASINDA TRUMP VAR

Fransız haber ajansı AFP, Trump’ın bu mesaj ile ABD askeri operasyonları için önemli merkez olmasına karşın Katar’ın düştüğü duruma çok az sempati göstererek, bu ülkenin tecrit edilmesini son Ortadoğu gezisine bağladığı yorumunu yaptı.

ERDOĞAN’DAN İLK AÇIKLAMA

Katar krizi ile ilgili Türkiye’de en yetkili isim Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ise AKP Genel Merkezi’nde düzenlenen Büyükelçiler iftarında konuştu.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan “Katar krizine” ilişkin şunları söyledi:

“Bölgemizdeki sorunlar henüz çözüme kavuşmamışken maalesef yeni sıkıntılar ile karşı karşıya kalıyoruz. Bunlardan biri de Katar meselesi. Katar’a karşı başlatılan yaptırımları, doğru bulmadığımızı peşinen ifade etmek istiyorum. Dayanışma ve işbirliğine her zamankinden daha çok ihtiyacımızın bulunduğu bir dönemde yaşanan bu hadise, bölgemizdeki özellikle hiçbir ülkenin faydasına, yararına değildir.

KATAR’LA İLİŞKİLERİMİZİ GELİŞTİREREK SÜRDÜRECEĞİZ

Körfez İşbirliği Konseyi üyelerinin kendi aralarındaki meseleleri karşılıklı diyalog yolu ile çözmesi en doğru yoldur. Bu çerçevede Katar’ın ortaya koyduğu soğukkanlı ve yapıcı tutumu takdir ile karşılıyoruz. Terör örgütlerine karşı etkin bir mücadele verdiğini yakinen bildiğimiz Katar’ın bu şekilde izole edilmeye çalışılması hiçbir sorunun çözümüne katkı sağlamayacaktır. Türkiye olarak 15 Temmuz darbe girişimiz başta olmak üzere daima güçlü desteklerini hissettiğimiz tüm dostlarımız gibi Katar’a ile de ilişkilerimiz geliştirerek sürdüreceğiz. Diğer ülkelerin Katar ile olan sorunlarını çözümü konusunda da üzerimize düşen her görevi yapmaya hazırız.

TELEFON DİPLOMASİSİ

Bu çerçevede dünden itibaren çeşitli temaslar bulunmaya başladım. Öncecilikle Katar emiri telefonda görüşerek yaşananlardan dolayı duyduğumuz üzüntüyü kendisine ifade ettim. Aynı şekilde Selman bin Abdülaziz ile de yine telefon ile uzun bir görüşmem oldu. Aynı şekilde kendisi ile bu sorunları dertleşerek paylaşma imkanım oldu. Yine dün akşam Rusya lideri sayın Putin ile bir görüşmem oldu. Bütün görüşmelerde konu, Körfez’deki bu sıkıntıların aşılmasıydı. Şu ana kadar Fransa Cumhurbaşkanı, Lübnan Başbakanı, Malezya Başbakanı, Bahreyn Kralı, Ürdün Kralı, Endonezya Cumhurbaşkanı ile telefon görüşmeleri yaptım bütün görüşmelerimizde derdim bu sorunu nasıl aşarız Körfez’e yeniden bu birliği, beraberliği nasıl getiririz.

BU AYDA MÜSLÜMANIN MÜSLÜMANA KANI, CANI, MALI, IRZI HARAMDIR

Müslümanlar için bu ay haram aydır. Bu ayda Müslümanın Müslümana kanı, canı, malı, ırzı haramdır. Hassas olmamız lazım. Yarın ve sonraki günlerde de görüşmelerimizi devam ettireceğiz. Krizin bir an önce çözüme kavuşturulması için elimizden gelen her türlü çabayı gösteriyor göstereceğiz.

BU OYUNUN ARKASINDA KİMLER VAR ŞU ANDA HENÜZ ONU TESPİT EDEBİLMİŞ DEĞİLİZ

En kısa sürede Katar’a yönelik tüm yaptırımların kaldırılacağını ümit ediyorum. Çünkü Katar’ın bir terör zanlısı olarak tavsif edilmesini çok ağır bir itham olarak görüyorum. 15 yıldır kendilerini yakından iyi tanırım. Böyle bir şey olsa karşılarına çıkacak ilk devlet başkanı ben olurum. Ama böyle bir şeyi görmedim. Burada farklı bir oyun oynanıyor. Bu oyunun arkasında kimler var şu anda henüz onu tespit edebilmiş değiliz.

 FIRSAT KOLLAYANLARIN UMUTLARINI BOŞA ÇIKARMALIYIZ

Bölge ülkeleri olarak gücümüzü ve enerjimizi kendi iç mücadelemiz yerine sorunun asıl kaynaklarına yönelmemiz gerekiyor. Bölgenin daha da karışması, gerilimin yükselmesi tansiyonun artması için fırsat kollayanların umutlarını hep birlikte boşa çıkarmalıyız. Başka türlü terör ateşinin başka yerlere sıçramasının önüne geçemeyiz. Irak’ı, Suriye’yi çözebildik mi? Şimdi yeni ihtilaf alanı meydana getirmeye niçin gayret ediyoruz.”.

Click to comment

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir