Connect with us

GÜNDEM

“Diyanet olmasa memleket cami cami bölünür”

Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ: Türkiye’de Diyanet İşleri Başkanlığı olmasa memleket cami cami bölünür. Diyanet bir çatı kuruluş. Hiç kimseye yakın değil hiç kimseden uzak değil.

Published

on

Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ, Fatih Ali Emiri Efendi Kültür Merkezi’nde düzenlenen “Uluslararası 2. Kıraat Sempozyumu”nda konuştu. Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk tarafından 1924 yılında kurulan Diyanet İşleri Başkanlığının ‘önemine’ dikkat çeken Bozdağ, “Son zamanlarda Diyanet İşleri Başkanlığımız üzerinde kopartılan fırtınayı da iyi değerlendirmemiz lazım. Diyanet İşleri Başkanlığı anayasal kuruluşlarından bir tanesi yıpratmak isteyen çevreler var. Türkiye’de Diyanet İşleri Başkanlığı olmasın memleket cami cami bölünür” diye konuştu.

‘DİYANET ÇATI BİR KURULUŞ’

“Diyanet bir çatı kuruluş” diyen Bozdağ “Hiç kimseye yakın değil hiç kimseden uzak değil. Son günlerde bir soruşturma nedeniyle birtakım şurada burada bir sürü Diyanet’e iftira atılıyor. Deniliyor ki, ‘Ayet okudu, hadis okudu diye birisini Diyanet açığa aldı.’ Bunu diyenler, yalanın alasını söylüyorlar. AK Parti’nin iktidar olduğu dönemde Sayın Recep Tayyip Erdoğan beyin Cumhurbaşkanı olduğu dönemde bu ülkede Müslümanların yaşadığı sorunların nasıl çözüldüğü, özgürlük alanlarının nasıl genişlediği ve dini konularda nasıl bir rahatlama olduğu gün gibi ortadadır” dedi.

“İNSANLARI KUTSAMAK DOĞRU ŞEYLER DEĞİLDİR”

Kur’an-ı Kerim’i doğru okuma ve anlamanın önemine de vurgu yapan Bozdağ şu ifadeleri kullandı: “Hepimizin üstüne durması gereken ilk konu Kur’an-ı Kerim’i doğru okumak, anlamak, yaşatmaktır. Kur’an-ı Kerim’i doğru anlamak gibi önemli bir yükümlülük olduğuna inanıyorum. Kuran’ın doğru anlatımını İslam alimleri ve buna emek verenler yapabilir. Hiçbir alim, hiçbir, kitap, görüş Kuran’ın ve Allah Resulünün önüne geçmemelidir. Bütün tarikatlar, farklı görüşler, yollar, mezhepler bizim için Allah’ın kelamını ve Kuran-ı doğru anlamamız için bir rehberdir. Rehberlikten öte anlamlar yüklediğimizde kaybederiz. Zaman zaman böylesi sapkınlıklara rastlıyoruz. İnsanları kutsamak doğru şeyler değildir. Allah’ın Resulünden daha ahlaklı ikinci bir insan yok olamaz da zaten. İnsanlara örnek gösteriliyor. Ona öyle özellikler öyle lütuflar vermiş ki onun geçmiş ve gelecek bütün insanlardan ayırıyor hepsinin üstünde bizzat Rabbim onun makamını yüceltiyor. Herkes Peygamberimizi doğru anlamak konusunda bir gayret ve çaba içinde olmalıdır. Son zamanlarda, hadisler üzerinden tartışmalar yapmak suretiyle Kuran ile Allah’ın Resulü arasını ayırmak isteyen bedbahtlar, çevreler var. Bu tartışmalardan hareketle bu öyle bu böyle derken bir bakıyorsunuz ne yapıyorlar adeta İslam’ı buduyorlar. Yorumlar, ‘Namaz öyle olmaz böyle olur’ ‘oruç öyle olmaz böyle olur’ O yüzden hadisler üzerinden tartışmalar çıkartanları, Müslümanların ortak sorunları haline getirenleri ben iyi niyetli olarak görmüyorum. Bunlar bazı güçler tarafından finanse edilen çevrelerdir. Onu hep söyledik. Buradan bir kez daha söylüyorum. Buna izin verilmemeli. ”

ATATÜRK 1924’TE KURDU

Diyanet İşleri Başkanlığı, 3 Mart 1924 tarihinde Şer’iye ve Evkaf Vekâleti ‘nin yerine Atatürk’ün talimatıyla ve 429 sayılı kanunla Türkiye Cumhuriyeti Başbakanlığına bağlı bir teşkilat olarak kuruldu. Görev amacı ise ‘Din hizmetlerinin politikanın dışında ve üstünde tutulması gerçeğinden hareketle, İslâm dininin inançları, ibadet ve ahlâk esasları ile ilgili işleri yürütmek, din konusunda toplumu aydınlatmak ve ibadet yerlerini yönetmekle görevlidir’ şeklinde vurgulandı.

Click to comment

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir