Connect with us

SİYASET

Alayına dokundurdu !

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, gazeteci Sedef Kabaş, sanatçı Sezen Aksu ve İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nu hedef aldı.

Published

on

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, partisinin Meclis’teki grup toplantısında konuştu.

Gündeme ilişkin açıklamalarda bulunan Bahçeli, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nu “balıkçı” tartışması üzerine hedef aldı.

Bahçeli, “Balığa tuz dökmüştür de yollara tuz dökecek yönetim becerisini gösterememiştir” dedi. Bahçeli “İBB Başkanı görevden affını talep etmelidir” ifadelerini kullandı.

ABDULHAMİT GÜL’ÜN İSTİFASI ÜZERİNE KONUŞTU

Bahçeli, İstanbul’da hayatı durma noktasına getiren kar yağışından önce İmamoğlu’nun bir balıkçıya girerken kayda alınan MOBESE görüntülerinin basına yansıması üzerine üstü kapalı tepki gösteren Abdulhamit Gül’ün Adalet Bakanlığı’ndan istifası hakkında da konuştu.

Bahçeli, Abdulhamit Gül’ün istifasının arkasında “MOBESE tepkisi” olduğu iddialarının üzerine ise “Abdulhamit Gül’ün bakanlıktan af istemesini MOBESE kayıtlarının ortaya çıkmasına bağlayan CHP zihniyetinin itibar suikastleri asla tutmayacaktır” ifadelerini kullandı.

Devlet Bahçeli açıklamasının devamında, “Cumhurbaşkanlığına hakaret” suçlamasıyla tutuklanan gazeteci Sedef Kabaş’ı hedef aldı. Bahçeli, “Cumhurbaşkanına hakaret etmek ifade ve düşünce özgürlüğü sayılamaz. Terbiyesizliktir” dedi.

Bahçeli’nin konuşmasında öne çıkanlar şöyle:

“Ukrayna’nın geleceğine karar verecek yegane güç, bu ülke vatandaşlarının hür iradeleridir. Kiev’in geleceği bölgesel ve küresel güç merkezlerinin insafına terk edilmemelidir.

Ukrayna Cumhurbaşkanı’nın dediği gibi Ukrayna Biden ile Putin arasında bir anlaşmanın sonucu olmamalıdır. Sayın Cumhurbaşkanımızın aktif, samimi, ilkeli girişimleri ülkemizin arabuluculuk rolünü tahkim etmektedir. Sayın Erdoğan’ın Ukrayna’ya gidecek olması, Rusya Devlet Başkanı’nın Türkiye’yi ziyaret planı bölge barışına, istikrar ve huzur arayışına büyük bir destek olacaktır.

Orta Doğu’dan sonra Orta Asya’nın ve Kafkaslar’ın iç çatışma ve kargaşa ortamına sürüklenmesini kesinlikle doğru bulmuyoruz.”

EKREM İMAMOĞLU’NU HEDEF ALDI

“Geçen hafta yurt genelinde kar yağışı etkili olmuştur, bu bir berekettir. Kifayetsizler vatandaşlarımızı perişanlığa terk etmişlerdir. Meteoroloji alarm vererek herkesi uyarmıştır. Yağış halindeyken karla mücadele dünyanın hiçbir yerinde görülmemiştir.

İstanbul Belediye Başkanı, Birleşik Krallığın elçisiyle yapacağı görüşmenin randevusunu 25 gün öncesinden aklında tutmuştur da yapılan uyarıları aklında tutamamıştır. Gömleğin ilk düğmesi yanlış iliklenmiştir. Kuzeyden gelen yağış karayollarını vurmuş İstanbul’a metrekareye 60 kilogram kar yağmıştır. Sorumsuz bir kağıttan kaplana İstanbullular mahkûm değildir. Çürük tahtanın çivi tutmayacağı belli olmuştur. İstanbul sersefil hale düşmüştür. İstanbullu yolda kalmış, belediye başkanı kar küreme aracıyla balıkçıya gidiyor ve vicdanı sızlamıyor.

‘Büyükelçiyle yemek, karla mücadele kadar önemli’ diyecek kadar şirazesi kaymıştır. Bir büyükelçiyi 16 milyon İstanbullu’dan fazla önemseyen bir kişiye Türk İslam medeniyetinin merkezi olan bu kent nasıl teslim edilecektir?

Niye ve ne maksatla bu görüşme yapılmıştır? Dışişleri Bakanlığı bilgilendirilmiş midir, görüşme önemliyse kağıt üzerine alınmış mıdır? Son zamanlarda ülkemizde görev yapan büyükelçilerle yapılan görüşmeler dikkat çekicidir.”

MOBESE AÇIKLAMASI

“CHP’nin büyükelçilerle düşüp kalkması
tesadüf değil, milli iradenin dışında bir adımdır. İmamoğlu’nun sinsi faaliyetlerini görmek gerekir. Ne utanmaları var ne sıkılmaları. MOBESE kayıtlarına düşünce de kızılca kıyamet koparırlar. Takip ediliyorlar, izleniyorlar, dinleniyorlarmış. Bırakın bu boş lafları yeri ve zamanı mıydı büyükelçiyle yemek yemenin? Mahçubiyet duyacağınız ilişkileriniz yoksa, milletin kafasında birikmiş soru işaretlerini giderin.

Açığı olanların MOBESE’den şikâyet etmeleri gayet doğaldır. İstanbul’da yaşanan dünyanın başka bir ülkesinde yaşansaydı, o belediye başkanı bir dakika koltuğunda oturmazdı. Dileğimiz büyükşehir belediye başkanının görevden affını istemesi ve demokrasinin önünü açmasıdır.”

SEDEF KABAŞ VE SEZEN AKSU’YA TEPKİ GÖSTERDİ

“DEVLETİN VARLIĞINI SÜRDÜRMEK İÇİN ATTIĞI HER ADIM MEŞRUDUR”

“İfade ve düşünce hürriyeti, vandalların ikmal deposu değildir. Demokrasi ihanetin kılıfı olamaz. Devletin varlığını sürdürmek için attığı her adım meşrudur. Hiçbir ülke mensuplarına hürriyetlerini sınırsızca kullanma imkânı vermemiştir. İnsanların birbirine göstereceği anlayış, demokrasinin gereğidir. Büyükbaş hayvan benzetmesi yapmak fikir özgürlüğü sayılamaz. Bu suçtur. Hz. Adem ile Hz. Hava’ya söylenen sözler sıradan bir söz olarak değerlendirilemez.

Trabzon’daki 10 yaşındaki çocuğumuz cumhurbaşkanına ‘Amca’ derken, Kılıçdaroğlu’na ‘hain’ demiştir. Bu çocuğa bunları düşündüren nedir? Eren Bülbül’ün katilleriyle saf tutanlar, katile katil, teröriste terörist diyemeyen her kim varsa demokrasiye geceyle gündüz gibi mesafe koymuştur. Sorosçu Kavala’ya övgü düzmek demokrasi değildir. Demokrasi taşlaşmış kalplerin harcı değildir.

Kılıçdaroğlu, sosyal medyada klip çeke çeke akli melaikelerini kaybetmiştir. Demokrasi için bir yol aranıyorsa Ankara’nın geniş yolları herkese açıktır. Oturacakları masaya nasıl oturacaklarını belirleyememişler. Üçüncü ittifak projesiyle HDP’yi bagaja koymaya kalkanları görüyoruz. Kılıçdaroğlu milleti barıştıracağını söylemektedir. Barış küslükte olur. Nifak saçmana tahammül etmeyeceğiz. ABD temsilcileriyle buluştuğunda, DEVA Partisi’nin ekonomi politikasını kabul edeceğini söyleyen Kılıçdaroğlu, sen önce CHP’ye oy veren kardeşlerimizle barış.

Milletleşme sonlanmış değil devam eden bir süreçtir. Bizim için Edirne ne ise Hakkari odur. Hiçbir insanımızın diğerinden, hiçbir yurt köşesinin başka bir yurt köşesinden eksikliği ve üstünlüğü yoktur. Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları milletin saygın fertleridir. Ancak zillet ittifakı, milleti oluşturan unsurları tahrik etmektedir. Etnik kimliklerin kaşınması doğru değildir. Ancak tahrikkar süreç devam ederse bu milli birliğimizi tahrip eder. Kılıçdaroğlu’nun siyaseti buna yöneliktir. Partimiz etnik, ve mezhepçiliği değil tek bayrak, tek devlet, tek dil ve tek millet demektedir. Bunlar bizim kırmızı çizgilerimizdir. Varsa bu değerleri çiğnemeye kalkan ayaklarını denk alsınlar, bir daha düşünser. Buna dün izin vermedik, bugün de yarın da vermeyiz.

Üstte mavi gök çökmedikçe, altta yağız yer delinmedikçe senin ilini ve töreni kim bozabilir.”