Connect with us

GÜNDEM

AK Parti’den Rusya’ya yaptırım açıklaması

AK Parti MKYK Toplantısı, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan başkanlığında gerçekleştirildi. Toplantı sonrası AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik gündeme dair önemli açıklamalarda bulundu.

Published

on

AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, gündeme ilişkin açıklamalarda bulunuyor. Rusya’nın Ukrayna’ya yönelik saldırılarına ilişkin konuşan Çelik, “Bugün itibarıyla uluslararası hukuku tamamen ihlal eden ve çok ağır sonuçları olacak bir durum ortaya çıktı. Bunu tamamıyla reddediyoruz. Bu haksız ve hukuksuz bir eylemdir. Ukrayna’nın toprak bütünlüğünü savunuyoruz” dedi.

Rusya’ya karşı yaptırım uygulanacak mı sorusunu cevaplayan Çelik, “O konuda bir değerlendirme söz konusu değil ama Türkiye Ukrayna’nın toprak bütünlüğünün sağlanması için desteğini verecektir.” ifadelerini kullandı.

Ömer Çelik’in açıklamalarından satır başları:

Bu işgali tümüyle reddediyoruz. Haksız ve hukuksuz bir şekilde süreç yürütülmüştür. En başından beri Ukrayna’nın toprak bütünlüğünü savunacağımızı ifade ettik. ‘Ukrayna ve Rusya’dan vazgeçmek istemeyiz’ demişti Sayın Cumhurbaşkanımız. Bir yandan NATO, bir yandan Rusya ile ilişkilerimiz var. Güçlü bir NATO üyesi olarak tutumumuz devam edecek. Rusya’nın bu saldırgan tutumdan vazgeçmesi  için diplomatik girişimlere devam edeceğiz.

UKRAYNA’DAN TAHLİYELER NE ZAMAN BAŞLAYACAK?

Ukrayna’daki vatandaşlarımızla yakın bir temas içindeyiz. Bugün bir vatandaşımızın videosu yayınlandı. Diplomatik misyonlarımız görevinin başında ve vatandaşlarımızın hizmetinde. Oradan ayrılmak vatandaşlarımız için şu an bir şey yapılamıyor. Hava güvenliği sağlandığı zaman tahliyeler olacak.

Karadeniz’in güvenliği kapsamlı şekilde değerlendirildi.

“MONTRÖ İLE İLGİLİ HAZIRLIKLAR YERİNE GETİRİLDİ”

Montrö ile ilgili hazırlıklar yerine getirildi. Montrö Sözleşmesi açısından Türkiye önüne gelebilecek her türlü senaryoların çalışmaları kapsamlı şekilde yapıldı. Devletimiz tüm senaryolara hazır şekilde çalışıyor. Ayrılmak isteyen vatandaşlarımız için gerekli organizasyonlar yapılacaktır. Avrupa Birliği’nin sadece kınama üreten bir mecra olduğu görüldü. Bir here daha Avrupa’nın siyasi vizyon ve kapasiteden yoksun olduğu gözler önüne serildi.

Yakın ilişkilerimizin olduğu Rusya’ya bir kere daha bu eylemden vazgeçmesi gerektiğini altını çizerek söylüyoruz.

RUSYA’YA YAPTIRIM OLACAK MI?

O konuda bir değerlendirme söz konusu değil ama Türkiye Ukrayna’nın toprak bütünlüğünün sağlanması için desteğini verecektir.

Önümüze gelecek iki konu vardır birincisi Montrö Sözleşmesi’nin objektif hükümleri. Türkiye bu hükümleri uygulayacaktır.

İkincisi de Türkiye’nin takdirinde olan konularda Türkiye savaşı derinleştiren, gerginliği yükselten konularda takdir hakkını gerginliği azaltma konusunda kullanacaktır.

DİYARBAKIR ANNELERİNİN NÖBETİ 906. GÜNÜNDE

Diyarbakır annelerinin evlat nöbeti 906. gününe girdi. Her bir hikaye, her bir evladın nasıl dağa kaçırıldığı nasıl teslim olduğu terörün çirkin yüzünü gösteren, tamamen temsil ettiğini ifade ettiği istismar ettiği insanlara karşı ne kadar acımasız yüzü olduğunu her seferinde ortaya koyuyor.

Bahsettiğiniz HDP ile ifadeler gördüğüm kadarıyla ittifakın içerisinde birden çok navigasyon var. O masanın görünmeyen aktörü olarak navigasyon, bir kısmı yan odada, bir kısmı hiç ortada gözükmesinler ama destek versinler diye navigasyon kullanıyor. Burada siyasi bir konumlandırma problemi var. Dünyanın bütün demokrasilerinde demokrat olmanın, hukuk devletinden yana olmanın tartışılmaz ilkesi teröre karşı net bir tavrınız olmasıdır. Terör örgütüyle duygusal ilişkiden bahsedilmesi, herhangi bir şekilde siyasi parti konumlandırılırken o partinin kendisi terör örgütü olan bir yapıya; yani PKK’ya terör örgütü değildir diyorsa, bu durumda meşru olan siyasi katılma haklarını demokrasiyi güçlendirmek, hukuk devletini desteklemek için değil zedeleyecek şekilde teröre destek vermeleriyle açıkça beyan etmiş oluyorlar.

PKK bir terör örgütüdür. İnsanlık dışı cinayet şebekesidir. İçinde bulunanların hepsi teröristtir. Siyasal katılma hakları açısından ‘haklarımız engelleniyor’ deniyordu. Herhangi bir şekilde siyasetin önü açılırsa terörle ilişkiler kopar, meşru siyasete siyasi güç akar, herhangi bir şekilde meşruiyet meselesinde sıkıntı çıkmaz deniyordu. Netice itibarıyla bu desteğin demokrasi ve hukuk devletine verilmek yerine terör örgütüne destek vermek şeklinde konumlandırıldığı görüldü. Burada net olan şu; herhangi bir ittifak veya yapının önüne geldiği zaman söyleyeceği konulardan biri budur; terör örgütünü terör örgütü olarak tanımıyorsa kendisini meşruiyet alanının dışına atıyor demektir. Bir cinayet şebekesi olan bu teröristlere karşı duruş ortaya koymuyorsa, daha önce anlattık, AİHM’in Batasuna kararı gerekçelerine. Kendisine saygısı olan hukuk devletini, demokrasiyi, siyasi partiyi terör sözkonusu olduğunda muğlak bir yaklaşım içerisine girmez.

Burada HDP’nin kendisine atfetmediği bir şeyi CHP’nin gayret ve şevkle atfetmesi enteresandır. HDP, PKK’nın terör örgütü olmadığını söylüyor. CHP’nin tutup da ‘HDP şöyle demek istiyor’ gibisinden bir faaliyetin içine girmesi trajik oluyor. Cumhurbaşkanımızın dış poitika açılımıyla ilgili, BAE’ye yaptığı ziyaret itibarıyla ağır ifadelerini gördük. Bunu söyleyen kişilerin devlet adamı nosyonundan yoksun olduğunu gösterir. Ne zaman Türkiye’nin bir başkasıyla itilafı olsa Türkiye karşısındaki devleti tutanlar, Türkiye açılım yaptığı zaman bundan rahatsız oluyor.

En çok şaşırdığım şey şu; nerede Türkiye’nin izole edildiğini, nerede açılımları yanlış buluyorlar bir ölçü falan koyabilmiş değiller. Bir sürü büyükelçiyi milletvekili yapıyorlar. Bu akılları onlar mı veriyor? CHP adına konuşan genel başkan yardımcısı konusundaki kişi, Türkiye’nin mavi vatan söylemini kullanmasını radikalizm ve maksimalizm olduğunu, dünyanın bunu kabul etmeyeceğini söyledi. Mavi vatan konusunda maksimalist davranmamak için neyi öneriyor CHP genel başkanı? Yunanistan’ın tezlerini kabul etmiş oluyor.

Türkiye Azerbaycan’ın Karabağ topraklarını kurtarma mücadelesine destek verdiği zaman CHP’nin açıklamalarında ‘Türkiye Karabağ cihatçı gönderiyor’ demişti. Sayın Kılıçdaroğlu’ndan bu ifade yanlıştır, genel başkan yardımcımızın bu ifadesini reddediyorum diye bir açıklaması oldu mu? Olmadı. PYD meselesinde ‘onlar bize niye saldırsın ki’ dediler. İşte görüyoruz. Türkiye Cumhuriyeti sınırlarını tehdit eden DEAŞ’la birlikte YPG-PKK unsurlarıdır.

Toplu mezarların arkasındaki isim olan Hafter sekülar, Türkiye’nin desteklediği kişi gayrimeşru dendi. Hafter toplu mezarların arkasındaki kişi. Bu dosyayı açtığınızda CHP açısından karanlık bir dosya. Türkiye Cumhuriyeti’nin karşısında kim varsa onu destekleyen ve sistematik bir şekilde gerçekleşen yaklaşım nasıl oluyor? Türkiye haklı olarak birtakım devletlerle karşı karşıya gelince ‘Türkiye izole oluyor’ deniyor. Sorunu azaltığımızda da bunu tutarsızlık olarak görüyorlar. Bunlar dış politikayı CHP kurultayları zannediyor. CHP kurultaylarındaki çeşitli stillerin dış politika olabileceğini zannediyorlar. Böyle bir şey yok.

Bu sorun alanların azaltılması, işbirliği alanların çoğaltılması şeklinde bir yaklaşım ortaya konulmaya çalışıyor. Lütfen bütün vatandaşlarımızın sağlığı açısından maske, mesafe ve temizlik konusunda dikkat edelim. Bütün vatandaşlarımıza saygılarımızı sunuyoruz.