DÜNYA
Amerika’nın gizli verileri kim ele geçirdi?
ABD’de, Elon Musk’ın başında olduğu hükümet birimi, federal kurumların gizli verilerine erişim sağladı. Bu veriler, SpaceX ve Tesla gibi Musk’a ait özel şirketlere haksız avantaj sağlayabilir.

ABD Başkanı Donald Trump, 2025 yılının başında ‘kamu harcamalarındaki israfı önleme’ amacıyla, Hükümet Verimliliği Departmanı’nı (Department of Government Efficiency, kısaca DOGE) kurdu. Birimin başına ise teknoloji ve uzay sanayisinde dev yatırımları olan ünlü girişimci Elon Musk getirildi.
Musk bu görevi, ‘özel hükümet çalışanı’ statüsüyle yürüttü. Bu pozisyon, kamu görevlisi etik kurallarının çoğunu taşımasa da ‘kamu görevinden elde edilen bilgilerin özel çıkarlar için kullanılmaması’ gibi bazı sınırlar içeriyor.
Trump’ın imzaladığı kararnameye göre DOGE birimi, tüm devlet kurumlarının gizli olmayan (ancak genellikle kamuya açıklanmayan) verilerine ve bilgi sistemlerine erişim hakkına sahipti.
Bu, Amerikan bürokrasisinin bugüne dek alışık olmadığı ölçüde geniş bir yetki anlamına geliyordu.
HANGİ VERİLERE ERİŞİLDİ?
ABD’nin önde gelen gazetelerinden The Washington Post’un çok sayıda federal yetkiliyle yaptığı görüşmeler ve elde ettiği belgelere göre, DOGE’un en az yedi büyük devlet kurumuna ait ticari sırları içeren sözleşmeler, ihale teklifleri, algoritmalar ve denetim kayıtlarına erişim sağladığı iddia edildi.
Bu kurumlar arasında NASA, Tüketici Mali Koruma Bürosu (CFPB), Çalışma Bakanlığı, Hazine Bakanlığı, Sosyal Güvenlik Kurumu, Eğitim Bakanlığı ve Genel Hizmetler İdaresi gibi kilit öneme sahip yapılar bulunuyor. DOGE görevlileri, örneğin NASA’da SpaceX’in rakibi olan firmaların tekliflerini ve Mali Büro’nun ödeme uygulamalarına ait tescilli algoritmaları ve stratejik belgeleri inceledi.
Bazı DOGE personelleri daha önce doğrudan Musk’ın şirketlerinde çalışmış kişilerdi. Örneğin NASA’ya atanan üç DOGE görevlisinden ikisi eski Tesla çalışanıydı. Bu durum, görevdeki tarafsızlık ilkesine gölge düşürdü.
DOGE’un erişim sağladığı bilgiler, Musk’a ait şirketler için önümüzdeki yıllarda milyonlarca dolarlık sözleşmeleri kazanma konusunda ciddi bir rekabet avantajı yaratabilir.
Özellikle şunlar dikkat çekiyor:
NASA’nın iç değerlendirme belgeleri, hangi firmaların sözleşmelerinin uzatılacağı veya sona erdirileceği bilgisini içeriyor. Bu, SpaceX gibi şirketlerin stratejik teklif hazırlamasını kolaylaştırıyor.
Maliyenin topladığı ödeme sistemleri verileri, Musk’ın sahibi olduğu X platformunun finansal hizmetler sunma planlarıyla doğrudan ilgili olduğu için veriler büyük bir önem taşıyor. X, yakın dönemde Visa ile ortaklık kurarak kullanıcılar arasında para transferi sistemine adım attı.
Çalışma Bakanlığı’na ait iş güvenliği dosyaları, Tesla ve SpaceX’e dair denetimlerin yanı sıra çalışan şikayetlerini de içeriyor. Bu tür bilgiler, hem şirket içi denetimlerden kaçınma hem de rakip firmaları gözlemleme açısından hassas.
VERİLER ‘ALTIN MADENİ’ NİTELİĞİNDE
DOGE’un kamuya açık olmayan bu verilere erişimi, yasal açıdan ‘uygun’ olsa da etik açıdan ciddi tartışmalar doğurdu. Bu erişim, federal kurum çalışanlarının ifadelerine göre neredeyse sınırsızdı. Hiçbir kişinin, özellikle de özel sektörle bağı devam eden birinin, bu tür verilere bu kadar kapsamlı biçimde erişmesine daha önce izin verilmemişti.
Özellikle Maliye’nin eski baş teknoloji yetkilisi Erie Meyer, bu tür bir erişimin kurumun tarihinde görülmediğini vurgulayarak, “Musk bir özel vatandaş olarak bu verilere asla ulaşamazdı” dedi.
DOGE’un talepleri de oldukça geniş kapsamlıydı. Örneğin NASA’daki görevli personele, yürürlükteki 13 bin sözleşmeye dair ayrıntılı bir değerlendirme formu doldurtuldu. Her bir sözleşmenin kalıp kalmaması gerektiği, gerekçesiyle birlikte belirtildi. Bu belgeler, özel sektör için “altın madeni” niteliğinde veri anlamına geliyor.
ENDİŞELER ARTIYOR
DOGE’un, bu bilgileri kötüye kullanıp kullanmadığı henüz kanıtlanmadı. Ancak SpaceX’in rakip firmalarından biri, “Bu verilerle rekabetçi üstünlük sağlanması çok olası. Bu seviyede hiçbir şirketin devlet içine erişimi olmamalı” açıklamasını yaptı.
Aynı şekilde, ödeme teknolojisi alanında faaliyet gösteren şirketler de Maliye Bakanlığı’na verdikleri algoritmaların ve iş modellerinin sızmasından kaygılı. Bu şirketler, kongre üyeleriyle özel toplantılarında bu konuyu gündeme getirdiklerini, ancak kamuya açık biçimde eleştiri getirmekten çekindiklerini belirtti. Gerekçe olarak ise devletle olan mevcut sözleşmelerin iptali riskini gösterdiler.
Çalışma Bakanlığı’nda ise sendikalar DOGE’un erişimine karşı dava açtı. Dava dosyasında yer alan ifadeye göre, bakanlık çalışanlarına “Musk ve ekibi ne isterse verin, sorgulamayın, direnmeyin” talimatı verildiği öne sürüldü.
MUSK’IN GÖREVDEN AYRILMASI NE ANLAMA GELİYOR?
Elon Musk, 130 gün süren DOGE görevinden Mart 2025’te istifa ettiğini duyurdu. Resmî açıklamasında, şirketlerine daha fazla odaklanmak istediğini belirtti. Ancak bu karar, aynı zamanda Trump yönetimiyle yaşadığı bir dizi fikir ayrılığına da bağlanıyor. İstifasının ardından, DOGE çalışanlarının bir kısmı federal ajanslarda kalıcı görevler aldı, bir kısmı ise ayrıldı.
Beyaz Saray sözcüsü, tüm bilgilerin yasal ve etik biçimde saklandığını, herhangi bir kötüye kullanımın olmadığını savundu. Ancak uzmanlar, elde edilen bilgilerin gelecek yıllarda dahi etkili olabileceğini, çünkü kamu kurumlarının ihtiyaçlarının kısa vadede çok fazla değişmediğini belirtti.
VERİLERLE NELER YAPILABİLİR?
Uzman hukukçulara göre, Musk’ın bu düzeyde iç veriye sahip olması, devletin hangi hizmetleri almayı planladığını önceden öğrenerek teklif hazırlamak, kamu ihalelerinde hangi hizmetlerin değerli görüldüğünü anlamak, rakiplerin stratejileri ve fiyat politikaları hakkında içgörü kazanmak ve amu denetimlerine dair hazırlıkta veya şikayet eden çalışanları önceden belirleyebilmekte haksız bir fırsat yaratır.
George Washington Üniversitesi’nden Prof. Jessica Tillipman, “Bu bilgi, bir ajansın sadece neye ihtiyaç duyduğunu değil, kimin ne düşündüğünü de ortaya koyar. Bu da çok büyük bir avantajdır,” diyerek riskin boyutunu vurguladı.
