Connect with us

MEDYA

“Sertap endişeli modern ben Zelig’im”

Published

on

Sertap Erener'in kardeşi olan reklamcı Serdar Erener, Türkiye gazetesinden Fatih Vural'a verdiği röportajında Gezi olayları üzerinden Türkiye'deki gelişmeleri değerlendirirken kendisi ve müzisyen kardeşi ile ilgili ilgginç nitelemelerde bulundu.

AKP'yi desteklediğini söyleyen Serdar Erener, Gezi için de şu yorumu yapıyor: “Türkiye'de ana akım tutum ve davranışın dışında ne varsa, orada bir araya gelmişti.”

Gezi'ye destek verdiği gerekçesiyle THY reklam anlaşmasının tek taraflı feshedilmesinden çok söylentiler nedeni ile rahatsız olduğunu belirten Erener, “Dertliyim çünkü. Bir akşam arabanızla yolda giderken, birine çarptığınız iddia ediliyor. Siz de 'Ben arabamla eve gittim. Bir şey olmadı' diyorsunuz. 'Yok, yok sen birine çarptın' diyorlar. Bir Kafka hikâyesi gibi. Ben siyasi, felsefi, vicdani nedenlerle, başından beri destek ve oy verdiğim bir siyasi hareketin karşılaştığı sert muhalefetin destekçisi, aranjörü gibi sıfatlarla anıldım. Birden bire bu nedenle ceza görüp, dünyanın takdir ettiği THY işinden tard edilmek kaderin garip bir cilvesidir” dedi.

Başbakan Erdoğan'ın “Biz dindar nesiller yetiştirmek istiyoruz.” sözlerinin  modern kesimlerde, “Bize burada hayat hakkı yok” duygusu oluşturduğuna dikkat çeken reklamcı Erener, Gezi olayları ile ilgili şunları söyledi:

“Taksim'e gidenler, havaya girdiler. Ama o havanın, toplumun tamamında bir karşılığı olduğunu hiç düşünmedim. Cumhurbaşkanı'nın söylediği şeyi de doğru buldum. Dünyanın bu olayla bu kadar ilgilenmesi, hükümetin komployla açıkladığı bir şey; ama bana göre, medeni âlemin ve demokrasinin içinde yer aldığımız için, kendilerinden birinin yaşadığı dert olarak gördüler. O yüzden bu kadar ilgilendiler. Afganistan'la, Mısır'la kimse bu kadar ilgilenmez.

Olaylar sırasında Gezi Parkı'na gittim. Baktım. Benim gibi bir insanın oraya gidip bakmamasını düşünebilir misin? Beşiktaş'tayım ve iki adım ötede ne olduğunu merak ettim tabii.

Türkiye diye bir organizma, ruh hali varsa; bunun en uç ifadeleri, ana akım tutum ve davranışın dışında ne varsa, orada sembolik de olsa bir araya gelmişti. Çok garipti o açıdan.

Radikal… Aslında 'radikal' onu karşılar mı bilmiyorum; ama 'endişeli modernlerin' ve 'modern muhafazakârların' dışında olan ne varsa oradaydı. Gezi, Türkiye ortalamasının bir hayli dışındaydı. Gezi'yi, Türkiye'nin temsil kabiliyeti olan bir yer olarak görmedim.”

Gezi olayları konusunda kardeşi Sertap erener ile farklı düşündüğünü belirten Serdar Erener, “Sertab bunu duyunca kızacak ama… Onunla biraz farklıyız. Sertab bana kıyasla, çok çok daha endişeli bir moderndir. Ben daha 'Zelig'im. Woody Allen'ın filmindeki Zelig gibi yani. Zelig, kimin yanına giderse, onun şeklini alan adamdır. Bukalemun gibi… Ben siyasi bukalemun değilim. Gerçeği anlama çabasında, o yaşayan insanların hepsinin içine girip çıkabiliyorum. Böyle bir empati kabiliyetim var. Bu ceza da olabilir! Birinci gün, zarafetle belki çözülebilirdi isyan. Sonrasında şiddete başvurmayan her türlü protestonun ifade hakkı var. Ama yakıp yıkmak, vurup kırmak, ne iktidar sahibinin ne isyan edenin hakkıdır. Onu ben kabul edemem” dedi.

Endişeli modern erkeklerle, endişeli modern kadınların problematiklerinin aynı olmadığını söyleyen Erener,  sözlerini şöyle sürdürdü:

“Endişeli modern kadınlar, modern muhafazakârlığı, kendileri için ciddi bir tehdit olarak görüyor. Şaşkınlıkla izliyorum. Kafalarında büyük bir tehdit algısı var. Bu algıda daha keskin oluyorlar. Sertab'ı da biraz o çerçeveye koyuyorum. Giyim-kuşam, kapanmak-kapanmamak, onlar için çok can alıcı. O yüzden de memleketin dindar ahalisi ile bir türlü barışamıyorlar. İki taraf da birbiriyle barışamıyor; ama endişeli modern-başı açık kadınların, modern muhafazakar-başı kapalı kadınlardan daha agresif olduğunu görüyorum. “

Click to comment

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir