Connect with us

Güncel

Toplumsal cinsiyet eşitliği ailede başlar

Published

on

Okan Üniversitesi Sağlık Bilimleri Yüksekokulu Çocuk Gelişimi Bölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Sevcan Yağan Güder, ebeveynlerin okul öncesi dönemde çocukların toplumsal cinsiyet eşitliği konusunda duyarlılığını artıracak davranışlarda bulunmalarını öneriyor. Yrd. Doç. Dr. Güder “Ailelerde görev paylaşımının eşitlikçi bir zemine oturtulması gerekiyor. Çocuklara cinsiyetlerine bakılmaksızın eşit ve yapabilecekleri sorumluluklar verilmeli” diyor.
Toplumun kadından ve erkekten beklediği görev, sorumluluk ve davranış biçimleri olarak tanımlanan toplumsal cinsiyet konusunda bilgi veren Okan Üniversitesi Sağlık Bilimleri Yüksekokulu Çocuk Gelişimi Bölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Sevcan Yağan Güder, toplumsal cinsiyetin yaşamın çok erken dönemlerinde kendini gösterdiğini belirtiyor: “Bebeğinin cinsiyetini öğrenen anne-babalar bebeğe cinsiyetine özgü kıyafetler alır, bebeğin odasını cinsiyetine özgü olarak hazırlar. Erkeklere mavi kıyafetler ve oyuncak arabalar alınırken; kızlara pembe kıyafetler ve oyuncak bebekler alınır. Böylelikle bebek doğduğu andan itibaren toplumsal cinsiyet kavramı ile tanışmış olur. Böyle bir ortamda yetişen çocuk toplumun ona yüklediği tanımlamaları içselleştirerek büyür.”
Yrd. Doç. Dr. Yağan Güder, insan yaşamının temelini oluşturan, değer, tutum ve davranış kazandırmaya en uygun dönem olan okul öncesi dönemin toplumsal cinsiyet eşitliğine duyarlı yetişkinlerin yetiştirilmesi açısından çok önemli bir dönem olduğunu ifade ediyor. Yrd. Doç. Dr. Yağan Güder bu dönemde uygulanmak üzere, çocuklara eşitlikçi bir bakış açısı kazandırmaya yönelik olarak ailelere şu önerilerde bulunuyor:
Ailelerde görev paylaşımının eşitlikçi bir zemine oturtulması ve ev işlerinde evde yaşayan tüm bireylerin sorumluluk almaları sağlanabilir. Çocuklara cinsiyetlerine bakılmaksızın eşit ve yapabilecekleri sorumluluklar verilebilir. Oyun-oyuncak ve etkinlik tercihlerinde ebeveynler cinsiyetçi yönlendirmeler yapmamalı, çocuğun ilgi ve isteklerini önemsemelidirler. Çocukların cinsiyetlerine değil bireysel tercihlerine yönelik oyuncaklar alınabilir. Ebeveynler çocuklarının oyunlarına katılabilir ve oyunlarda cinsiyetçi olmayan roller üstenip davranışlar sergileyebilirler. Örneğin baba evde yemek yapma, anne ise bozulan bir ev aletini tamir eden rollerini üstlenebilir. Ebeveynlerin çocukların kitap seçiminde toplumsal cinsiyet kalıp yargılarını içeren kitapları tercih etmemeleri önem taşır.  Ya da evde bulunan kitaplar çocuklara okunurken, ebeveynler eşitlikçi bakış açısı ile kitaba ilişkin yorumlar yapabilirler.  Ebeveynler çocukları tarafından izlenecek televizyon programlarını kontrol edebilir ve cinsiyetçi programları izletmemeyi tercih edebilirler. Ya da programın verdiği olumsuz mesaj üzerine konuşup, bu mesajlar eleştirilebilir ve çocuğa eşitlikçi bakış açısı kazandırılabilir. Çocukların kadın ve erkek cinsiyet özelliklerine ilişkin olumlu algılamalarını sağlamak için aile içi şiddetin önlenmesi son derece önemlidir. Bu nedenle ilgililer tarafından gerekli önlemlerin alınması ve ailelerin bilinçlendirilmesine yönelik eğitimlerin gerçekleştirilmesi gerekir. Ebeveynlerin cinsiyet eşitliğine yönelik duyarlılığını arttırmak amacı ile aile eğitimleri düzenlenebilir. Bu aile eğitimlerinde ebeveynler uygun model olma ve cinsiyetçi olmayan davranışlar sergilemeleri konularında yönlendirilebilirler. Çünkü çocukların toplumsal cinsiyete yönelik kalıp yargılarının azaltılmasında uygun rol model görmeye gereksinimleri vardır.
Click to comment

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir