Connect with us

MEDYA

Murat Belge “Kandırıldım” dedi ama kime dedi?

Published

on

Taraf Gazetesi yazarı Murat Belge, 2010 Referandumunda “Evet” oyu kullandığını belirterek “Kendimi kandırılmış hissediyorum”  dedi.
“AKİL ADAMLAR HEYETİ” FİYASKOSU
Fethullah Gülen Cemaatinin önde gelen gazetelerinden Bugün'den Hüseyin Keleş’e konuşan Taraf Gazetesi yazarı Murat Belge'nin “Akil İnsanlar Heyeti” ve 2010 Referandumu ile ilgili söyledikleri özetle şöyle: 

“(…) Akil İnsanlar Heyeti’ndeydiniz. Ümitle başlayan bir süreçti. Ancak Gezi’yi gerekçe göstererek istifa ettiniz heyetten.
“Akil Adamlar’a şüpheci olarak girdim. Beşir Atalay telefon etti. Ben de ‘Bırakın, ben akil makil değilim’ dedim. Bu da onu şaka gibi aldı, ısrar etti. Sonra resmi olarak çağırdılar. Bir kere benim bir ilkem var. Bir iş yapmaya çağırdıkları zaman, o iş iyi bir işse, çağırana güvenmesem de giderim. Çoğu zaman da güvenmemekte haklı çıkarım. Bu da tamamen aynı hikâye. Adı ‘Akil Adamlar’ ama ‘Akil Adamlık’ falan yok burada. Zaten bizden beklenen bir şey yoktu.

ELiMiZE SADECE DEFTER KALEM VERİLDi

Sadece ‘Gidin görünün’ gibi bir format mı vardı?
Evet. Bir de şu, mesela ben Güneydoğu Bölgesi’ndeydim. Bizler en lüzumsuz adamlardık. Çünkü biz gidip Kürtler’e ‘Barış iyidir’ diye anlatacağız. Zaten Kürtler bunun iyi olduğunu biliyorlar. Bize de ihtiyaçları yok. Mesele bunu Türkler’e anlatmakta. ‘Hükümet iyi yapıyor arkadaşlar, önyargılarınızı bir yana bırakın. Barış gelecek’ falan gibi şeyler söylenmesiydi iş. Yetkiler, imkânlar verilmeliydi. Senin tıkandığın yerde o adamların bu işi götürmesini mümkün kılacak aletler, anahtarlar verilmeliydi. Bize verilmiş bir şey yok. Sadece defter kalem verildi, Kürtler söyleyecek biz yazacağız. Bunun için bize de ihtiyaç yoktu. Hükümet gider, vali gider o işi onlar halledebilirdi.

Amiyane tabirle Akil İnsanlar ‘Konu mankeni’ gibi miydi?
Ee öyle tabii. Öyle.

*Bu ifadeyi yazıyorum.
Tabii tabii. 
(…) 

DEMOKRASİDEN VAZGEÇTİ
2010 Referandumuyla birlikte hem partide hem de hükümet politikalarında değişmelerin başladığı söylendi. Referandumla düzenlenen yasalardan bir dönüş olduğu görülüyor. ‘Evet’ diyenler kandırıldı mı?
Bence evet. Zaten bütün bu olanlar bir kandırmaca haline geldi sonunda. Ben de doğrusu kendimi kandırılmış hissediyorum. ‘Elim kırılaydı da oy vermeseydim’ diyecek halim yok. O zamanın şartlarında doğru davrandığımı düşünüyorum. Ama yanıltan bir şey olduğu besbelli. Sanıyorum olay şu; Türkiye’de İslamcı hareket kendini her zaman bir tehdit altında hissettiği için, korunma ihtiyacı duyuyordu. Sanırım genel olarak demokrasi ve AB karşısındaki tavır, bu korunma ihtiyacıydı. Ama ondan sonra kendini iktidar sahibi hissetmeye başlayınca memleket için demokrasiden vazgeçmeye başladı. Yani ‘Ben burada 150 gram daha garantideyim’ dediği zaman 150 gram daha eksiltti demokrasiyi. (…)” 
Click to comment

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir