Connect with us

GÜNDEM

CHP liderinden çok önemli açıklamalar

15 Haziran Perşembe günü Ankara Güvenpark’tan yola çıkan CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu öncülüğündeki adalet korteji, on beşinci gününde Hendek’e varılarak tamamlandı. Geceyi burada geçirecek olan Kılıçdaroğlu sabah saatlerinde on altıncı gün yürüyüşüne başlayacak. Kılıçdaroğlu, Adalet Yürüyüşü’nün on beşinci gününü tamamladığı Hendek’te, Habertürk kanalının hazırladığı canlı yayın programına katılarak önemli açıklamalarda bulundu.

Published

on

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin İstanbul Milletvekili Enis Berberoğlu’nun tutuklanmasının ardından başlattığı Adalet Yürüyüşü’nün 15. gününde canlı yayında açıklamalarda bulundu. Kılıçdaroğlu, başlattığı Adalet Yürüyüşü’nün Berberoğlu’nun tutuklu Maltepe’de biteceğini ifade ederken “Umarım güzel bir miting gerçekleştireceğiz” dedi.

Hâkim ve savcıların hükümetin kontrolünde olduğunu öne süren Kılıçdaroğlu, “Sesimin kesilmesi arayışı var” ifadesini kullandı.

“Kontrollü darbe” söylemini tekrar eden CHP lideri, “2 tane 15 Temmuz var. Bir halkın, iki sarayın 15 Temmuz’u. Halkımız demokrasiyi savundu, bunu ben de destekliyorum. 246 şehidimiz var. Bir de sarayın 15 Temmuz’u var. Bu darbeden yararlanıp kendi pozisyonunu güçlendiren” diye konuştu.

MİT Müsteşarı Hakan Fidan ve Genelkurmay Başkanı Hulusi Akar’ın “darbeyi en iyi bilen kişiler” olduğunu ifade eden Kılıçdaroğlu, “Emir ve talimat verdiler, darbeyi en iyi bilen iki kişi parlamentoya gelip bilgi vermediler” dedi.

Kılıçdaroğlu, HDP’nin yürüyüşe katılma ihtimaline ilişkin olarak Ankara’dan şimdiye kadar geldiklere yere kadar hiçbir partinin bayrağının alanda bulunmadığına dikkat çekerken “Hiç kimsenin parti kimliğiyle katılmasını doğru bulmuyorum. Kim haksızlığına uğradığını düşünüyorsa, siyasi parti kimliği kullanmaksınız gelebilir” ifadelerini kullandı.

Kılıçdaroğlu, 15 Temmuz darbe girişimi sırasında Meclis’i bombalayan askerlerden birisinin CHP Genel Merkezi’ne geldiğini ancak kabul edilmediğini açıkladı.

CHP liderinin açıklamalarından satır başları şöyle;

– Doktor arkadaşlarımın önerisi var, tempoyu koruyun diye. Bazen dozu kaçırıyorum daha hızlı yürüyorum. Biraz daha yavaşlıyoruz uyarı üzerine sonra belli bir tempoda devam ediyoruz.

– Bir ülkenin Başbakanı ve Cumhurbaşkanı “Gelecekler seni yargılayacaklar” gibi sözler asla doğru değildir. Biz kendi içimizde huzur içinde yaşamamız gerekir. Eylemler yapabiliriz ama onu kendi kuralları içinde gerçekleştirmemiz gerekiyor.

– Bizim söylemlerimizle FETÖ’nün söylemlerini karşılaştıracaklarmış. Aynı menzil sözünü söyleyen ben değilim, onlar. Siz Gülen cemaatinden şikayet ediyorsunuz. Gülen cemaatini devletin içine yerleştiren ben miyim? Bir kişi vali olacaksa, kaymakam olacaksa önce Pensilvanya’ya gidiyorlardı. Keşke öyle bir araştırma yapsalar da biz de bilsek biz ne söylemişiz, onlar ne söylemiş diye. Bir ülkede bir kişi cumhurbaşkanı unvanını taşıyorsa söylemlerine dikkat etmesi gerekiyor. Sizin hakiminiz var sizin savcınız var alırsın yargılarsın. Vallahi çok mutlu olurum. Bizim önergelerimiz var konuşmalarımız var. Vallahi merak ediyorum hangi söylemlerimizi alacaklarmış. Ben değilim ki aynı örtüşen sözleri söyleyen onlar…  “Hakimler seni de çağırır..”

“YÜZDE 60 FETÖ’CÜ EMNİYET MÜDÜRLERİNİN TAYİNİNİ BEN Mİ YAPTIM?”

– Gülen cemaatini devletin içerisine yerleştiren kim? Ben miyim? Devletin Emniyet Müdürleri’nin yüzde 60’ı FETÖ’cü ise bunların tayinini ben mi yaptım?

– 1960 darbesinde çocuktum. 1971-1982 darbelerini yaşadım. O darbelerde yaşananların benzeri bu darbe de var. Hepsini söyledim hepsini anlattım. İktidar partisi soruşturmayı değil, araştırmayı değil, kapatmayı seçti.

– ‘Bir partinin genel başkanı konuşuyor, bunun bir yolunu bulup sesini keselim’ şeklinde bir arayış var. Emin olun bunları hiçbir zaman yadırgamam… Bu iktidarı yadırgamam… Bazen Adalet Bakanı bazen de başka bir bakanın söylemesi gayet doğal geliyor bana. Biz bunlardan çekinir miyiz, asla. Biz ne söylüyorsak kamuoyu önünde gayet net söylüyoruz. Düşüncelerimiz neyse gayet açık söylüyoruz. Söz verdiysek sözümüzün arkasında dururuz. ‘Hakimler, savcılar seni de çağırır. Çağırsa ne olur? 138. madde hakimlere, savcılara talimat vermek pozisyonunda olanlar için getirilmiştir o madde. Ben yargıya nasıl talimat vereceğim?

– Bakın kontrollü darbeden şunu kast ediyoruz. Bilinen, önlenmeyen ve sonuçlarından yararlanılan darbeye kontrollü darbe denir. Türkiye şu anda bir sivil darbenin içindedir. Sayın Başbakan Adil Öksüz olayı hakkında soruşturma açılmasını istedi. Adil Öksüz’ün üzerindeki GPS cihazı hangi firmadan dedim… Adil Öksüz olayı her seferinde kapatılmak istendi.  “Hangi önlemleri alacaksınız parlamentoya getirin, hemen önlemleri kararları alalım” dedik. Hayır dediler. Ben sorulardan yola çıkarak cevabı aramak istiyorum. O nedenle parlamento çok önemliydi. Gelip bilgi verselerdi çok önemliydi. Savcılar gerçekten serbest bırakılsaydı birçok boyut ortaya çıkacaktı.

– Açlık grevi yapan iki öğretmen var, ne ilgileri var FETÖ ile. Yüzlerce örnek verebilirim. Biz adaleti savunuyoruz. Siyasetçiler suçluyu belirleyemezler. Biz suçlunun kim olup olmayacağını siyasete bıraktık. Savcı hemen iddianameyi hazırlıyor, hakim hemen kararını veriyor.

– Ben üç darbeyi yaşadım. O darbe döneminde yaşananların bir benzeri bu dönemde de var. Hepsini söyledim. 15 Temmuz’un soruşturulması lazım ama iktidar bunu araştırmayı değil, kapatmayı yeğledi.

“15 TEMMUZ DARBESİNİN AYDINLANMASINI İSTEMİYORLAR”

– Darbeyi en iyi bilen iki kişi Meclise gelmiyorsa demek ki iktidar 15 Temmuz darbesinin aydınlanmasını istemiyor. Bir savcı bunları aydınlığa çıkarmaya çalışıyor. Bu darbenin içindeki iki kişiyi çağırıyor bilgi için.. Ama siz bu savcıyı görevden alıyorsunuz. Bir başka savcı bu kişinin ifadesini almak istedi. Bu kişi MİT kadrosuna alındı. Başbakan izin vermeden ifade alamazsın yani.

– İki tane 15 Temmuz var. Biri sokağın, ikincisi Saray’ın 15 Temmuz’u. İlkini bende destekliyorum. İkincisi bu darbeden faydalanıp tek adam olan, devlet benim diyen pozisyona taşıyan durum.

BİR BAŞBAKANLIK MÜŞAVİRİ DARBE GÜNÜ ÖKSÜZ’LE NİYE GÖRÜŞÜR?

– Bir Başbakanlık müşaviri darbenin olduğu akşam niye Adil Öksüz’le görüşür? Savcı çağırılıyor sonradan diyor ki Kuran’dan bana ayet okudu ben bunu yapmadım diye… Türkiye ilk defa bir sivil darbenin ortasındadır.

– Dönemin Özel Kuvvetler Komutanı açıklama yaptı. Bu tür durumlarda derhal bir kışlada toplanılır darbeyi önlemek için önlemler kararlar alınır diye. Ama öyle bir şey yapılmadı. Bilinen, önlenmiyor ve sonuçlarından yararlanılıyor. Ben bu darbeyle ilgili çok sayıda karanlık nokta olduğunu biliyorum.

“SAVCI İDDİANAME HAZIRLIYOR, BAZI BÖLÜMLER ÇIKARILIP MAHKEMEYE VERİLİYOR”

– Savcı iddianameyi hazırlıyor. Bazı bölümler çıkarılıyor mahkemeye veriliyor. Hurafeye göre iddiamı yazılır. Ama Adalet Bakanı diyor ki bunları çıkarın. Bu, yargıya müdahale değil midir? Sayın Cumhurbaşkanı, Adalet ve Kalkınma Partisi’nin genel başkanı… Darbe gecesini anlatıyor, ‘3 ayrı yerde 3 ayrı uçak tutuyorduk’ diyor. Önceden haberiniz var demektir bu. Darbeyi öğrendiği zaman bu uçaklar hemen kalkıp gelebilir mi? Bilinmeyen çok şey var. Bizim talebimiz bu işi siyasal temelde değil, ülkenin geleceği açısından masaya yatırmakta fayda var.

MİT’İN FETÖ’CÜDÜR DİYE TANIMLADIĞI KİŞİLER HALEN GÖREV BAŞINDA

– MİT’in FETÖ’cüdür diye tanımladığı kişiler halen şu anda da görev başında.

“BAŞBAKAN ‘OHAL’ İÇİN ÇOK KISA SÜRECEK’ DEMİŞTİ”

15 Temmuz’dan sonra.. Türkiye’de çok güzel bir iklim oluştu. Sayın Başbakan bizi ziyaret etti, biz ettik. Sonra 20 Temmuz geldi. İlk çıkardıkları Kanun Hükmünde Kararnameye (KHK) itiraz ettim. Askeri hastanelerin kapatılması… Bunun FETÖ ile ilgisi yok. Kışın arabaya takacağınız lastiğe bile KHK… Saray’a gittik yargı bağımsızlığı konusunda görüş birliğine vardık. İki toplantıdan sonra bir daha yapılmadı. OHAL için Binali Bey dedi ki “Çok kısa süre için bunu uygulayacağız.” Çok kısa süre dedikleri bundan sonra KHK ile ülke yönetilecek. Devlet kin ve öfkeyle hareket etmez. Buna benzer pek çok konuda söz verdiler. Son toplantıda dedim ki “KHK çıkarmanın cazibesine kapılmayın.” Ne bakanların ne de Başbakan’ın iradesi var. Hiçbirinin yok.

“BERBEROĞLU BARDAĞI TAŞIRAN DAMLA”

– Vekiller tutuklandıktan sonra Sayın meclis Başkanı’nı ziyaret ettim. Söz verdi, ‘Ben bu konuda anayasa hukukçularından görüş alacağım’ dedi. Teşekkür ettim. Sonra dedim ki ‘Bir sorun bakalım bu görüş alındı mı’ diye… Hiç görüş alınmamış. TBMM Başkanı bana grup başkanvekillerinin önünde görüş alacağını söylüyor ama görüş almıyor. Enis Berberoğlu’nun tutuklanması bardağı taşıran damla oldu. Meclis’in iradesi yoki saraya bakıyorlar. Yargı da öyle.

– Anayasa Mahkemesi’nin kararı vardı, milletvekilleri tutuklanamaz diye. Bizim parti programımızda dokunulmazlıklara karşıyız. Düşüncemiz değişmedi. Ama yargının tarafsız olması gerektiğini biliyoruz. Bugün Anayasa Mahkemesi eski kararından vazgeçmese ‘Milletvekilleri tutuklanamaz’ diyecek. Ama aylardır karar veremiyor, niye, saraya bakıyor.

– Saray ne derse ona göre parmak kalkıyor ona göre kara alınıyor. Almanya’da da bir zamanlar Führer ne düşünüyorsa yargıda ona göre kararlar alırdı.

“YENİKAPI’DA DA BİR TEK BEN KONUŞTUM BUNLARI”

– Söylediğim her şeyi kulaklarımla duyan birisiyim. Yenikapı’ya gittim. 12 madde saydım. Yargı bağımsızlığı, suçluların suçsuzlarla ayrıştırılmasını, devletin öfkeyle hareket etmemesini söyledim. Bir tek ben konuştum orada bunları.

– Biz bir siyasal partinin kapatılmasını istemeyiz. Biz hata yapmadık demiyorum. Hata insana ait bir şeydir. 28 Şubat süreci de doğru bir şey değildir.

– Adalet Yürüyüşü’nde CHP bayrağı göremezsiniz. Adalet kim haksızlığa uğradığını düşünüyorsa buna katılabilir. Kemal Kılıçdaroğlu olarak yürüyeceğim dedim. Her partiden insan var.

– Muhsin Yazıcıoğlu dosyası kapatıldı. Gerçeklerin ortaya çıkmasını istiyorsan yürüyeceksin. Bizim yürüdüğümüz güzergah AKP’nin en çok oy aldığı bölgelerdir. Tepkilerden çok destek gördük bu yolda.

– Kim haksızlığa uğradığını düşünüyorsa siyasi partiyi kullanmaksızın. Adalet yok bu ülkede her alanda adaletsizlik var.

“FETÖ’NÜN SİYASİ AYAĞI ÇIKMIYORSA, İKTİDAR FETÖ İLE İŞBİRLİĞİ İÇERİSİNDEDİR”

– FETÖ’nün siyasi ayağı ortaya çıkmıyor. Çıkmıyorsa mevcut iktidar FETÖ ile işbirliği içindedir. Efendim bizi kandırdılar. Siz çocuk musunuz? Biz 15 temmuz darbe girişiminin bütün ayrıntılarıyla ortaya çıkmasını istiyoruz. 249 kişi hayatını kaybedecek. Arkasında kimin olduğunu öğrenemeyeceğiz. Darbecileri kim oraya getirdi. Ben bunun hesabını soracağım.

AYNI İPTE YÜRÜYEN İKİ CAMBAZDAN BİRİ DÜŞTÜ İŞTE

– Kalın bir dosya… O dosyanın içinde ordunun içindeki FETÖ yapılanması tek tek yazılmıştır. Devlet biliyordu kimin ne yapacağını gayet iyi biliyordu. Aynı ipte yürüyen iki cambazdan biri düştü işte. Ama siz alıyorsunuz bildiğiniz halde tek tek yerleştiriyorsunuz. Siyasi ayak çıkmadan bu dava bitmez. Üç tane paşayı içeri atmışsın hiçbir önemi yok.

– Bizim partimizde demokrasi var. O partinin kurallarına uyulur. Uymazsanız ayrılırsınız.

– İktadarın bunu yapacak kapasitesi yok ki iradesi de yok. Ama biz bunu yapmakla yürümekle toplumdaki korku gömleğini yırttık. Biz Ankara’dan İstanbul’a bunun için yürüyoruz.

“KİM KİMDİR NEREDEN BİLELİM”

– Akın Öztürk’ün eşi Genel Merkeze geldi ama biz kabul etmedik. Bilmiyoruz ki kimin ne olduğunu, yaptıkları eylemlerden rahatsız olduk hemen çıkardık. Tanımıyorsam ne yapabilirim. Adalet isteyen herkes gelecek. Maltepe’de miting yapacağız şimdi kim kimdir nereden bilelim?

– Enis Berberoğlu büyük bir ihtimalle bizi izliyordur. Buradan selamlarımızı yolluyoruz. Enis Bey iyi bir gazetecidir, çalışkan bakanımızdır. Haksızlığa uğradığına yürekten inanıyorum. Umarım düzelir her şey…

Click to comment

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir