Connect with us

SİYASET

Davutoğlu Diyarbakır’da iz bıraktı

AK Parti eski Diyarbakır Milletvekili Abdurrahman Kurt, Davutoğlu öncülüğünde kurulacağı iddia edilen “yeni parti” hakkında, “Liyakat, sadakat dengelerinin korunması dediğimiz birçok unsura ilişkin eksiklik ve ihtyaç arayışı, yeni partileşmeyi doğurabilir elbette” değerlendirmesinde bulundu.

Published

on

Türkiye’de yeni bir parti kuracağı iddia edilen AK Parti eski Genel Başkanı ve Türkiye eski Başbakanı Ahmet Davutoğlu önceki gün Diyarbakır’da Gönül Köprüsü Platformu adlı grubun düzenlediği iftar yemeğine katıldı.

Davutoğlu’na, eski AK Parti milletvekili ve eski Genel Başkan Yardımcısı Selçuk Özdağ, eski TBMM İnsan Hakları Komisyonu Başkanı ve eski AK Parti milletvekili Ayhan Sefer Üstün, eski AK Parti Diyarbakır milletvekilleri Abdurrahman Kurt ve Cuma İçten, eski AK Parti İstanbul İl Başkanı Selim Temurci de eşlik etti.

İftar programının ardından Rûdaw’a konuşan eski AK Parti Diyarbakır Milletvekili Abdurrahman Kurt, yeni parti iddialarına cevap verdi.

“AK Parti’de geçmişi özleyen büyük bir kitle var”

AK Parti’nin “fabrika ayarlarına geri dönmesi gerektiğine” vurgu yapan Kurt şöyle dedi:

“Bu hareket henüz önüne partileşmeyi koymamış bir hareket, Ahmet hoca buraya geçmişten getirdiği gönüldaşlığıyla bir iftar toplantısına geldi. Tabi kamuoyunda bir partileşme meselesi tartışılıyor, gerek o cenahta gerek Abdullah Gül ve Ali Babacan cenahında. AK Parti içerisinde de fabrika ayarlarına dönüş diye ifade edilen bir özlemle tekrar eski AK Parti’nin o 2002’den 2011’li yıllara geldiği süreçleri özlemleyen büyük bir kitle var. Siyasette bir tıkanma olduğunu da görüyoruz. Doğrusunu söylemek gerekirse, Cumhurbaşkanı-Başkanlık sistemi şu ana kadarki haliyle bizim istediğimiz özgürlük ve siyasetin önünü açma imkanlarını yaratmadı.”

“Siyasi tıkanmışlık söz konusu”

Türkiye’de “siyasi bir tıkanlıklı” olduğunu belirten Kurt, “Cumhurbaşkanı-Başkanlık sisteminde özellikle bunu bütünleyen unsurlardan, en önemlisi de dar bölge ve daraltılmış bölge seçim siyaseti hayata geçmedi. Mesela idareyi dengeleyen unsurların yeterince oturmadığı alanlar oluştu. Siyasete tıkanmışlık söz konusu. Bu şartlar ve bu tıkanmışlık öyle ilginç bir tıkanmışlık ki örneğin yüzde 40-50 oranında oy alan AK Parti’yi yüzde 5-10 oy alan MHP’nin kucağına düşürebilecek özellikler taşıyor. Dolaysıyla buradaki siyasi tıkanmışlık çok söylenmesi gereken, sözleri söylenmeyen alanlar yaratı” dedi.

“Bu platformlar doğal olarak bu alanları doldurmakla ilgili zorunlu ihtiyaçlardan kaynaklı” diyen eski vekil sözlerine şunları ekledi:

“Bu ileride partileşir mi? Muhtemeldir, siyasetin gelişim seyrine bağlı. Eğer partiler tekrar kendilerini toparlayıp o boşlukları doldurursa ve bu bizim ‘3-Y’ dediğimiz ‘yolsuzluk, yoksulluk ve yasaklarla’ ilgili alanda tatminsizlikler tekrar ihya edilirse, ne gelişir onu birlikte görmek lazım. Ama gelişmezse bununla ilgili güvenlik, özgürlükler ve kalkınma dengeleri dediğimiz, uluslararası dengeler dediğimiz, liyakat sadakat dengelerinin korunması dediğimiz birçok unsura ilişkin eksiklik ve ihtyaç arayışı yeni partileşmeyi de doğurabilir elbette.”

“Ak Parti’den geçmişe dönüş gibi bir adım gelir mi?” şeklindeki soruya Abdurrahman Kurt, “Burada geri dönüş veya ileri dönüş diye düşünmemek lazım. Siyasette ihtiyaca binaen yürüyüşü devam ettirmek lazım. O yürüyüşün devamını görmek lazım diye düşünüyorum” sözleriyle cevap verdi.

“Ahmet hoca Kürt meselesine de değindi”

“Kurulması halinde yeni hareketin Kürt sorununa bakışı ne olur?” sorusuna ise Kurt şu şekilde yanıt verdi:

“Zaten Ahmet hoca da bir boyutu ile Kürt sorununa bakışını ifade etti. Güvenlik ve özgürlük dengesinden kaçmalar var. Bunun bir ucu özellikle örgütün hegemonya kurma arayışından kaynaklı olarak bozulduğunu, bir boyutunun da refleks olarak gelişen devlet güvenlik arayışının güvenlikteki aşırılıklarla ilgili dengeyi bozduğuna ilişkin bir toplumsal eleştiri var. Bu eleştiriye ilişkin boşluğu Ahmet bey de ifade etti, biz de hissediyoruz zaten. Dolaysıyla burada güvenlik ve özgürlük dengesinin yeniden tesisine ilişkin bir ihtiyaç olduğunu söylemek lazım.”

Click to comment

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir